Çocukluğumda renkler daha bir canlıydı sanki. Baharın kokusu bile bir güzeldi, insanı büyülerdi.
Mesela ramazan günleri aile ile birlikte yenilen iftar yemekleri. Çoktan göçüp gitmiş olan aile büyükleriyle birlikte geçirilen o iftarlar, sahurlar...
Kış geceleri derinden derine gelen bozaaaaa sesleri. Dışarısının soğukluğunu tatlı bir hatıraya çeviren evdeki soba. Ve o sobadan tavana yansıyan ışık oyunlarını izleyerek uyumak...
Sanırım insan basitliği ve sadeliği özlüyor yaş geçtikçe. Ya da ne bileyim kaygısız tasasız geçirmeyi günlerini. Aslında insan geçmişte kalan her şeyi iyisiyle kötüsüyle özlüyor. O günleri bir daha elde edemiyecek olmanın hüznüdür bu.