anne ile babanin ayri olmasi

entry15 galeri
    8.
  1. deli oluyorum.

    daha şimdi şimdi ortaya çıkmış, daha önceden vardıysa da bizim haberimiz olmamış bir anlayış: " ayrılsak da beraberiz". neden? çocuk etkilenmesin, ayrılık zihninde kötü düşüncelere sebep olmasın, çocuk sorunlu bir birey olmasın, kabahat üstümüze kalmasın diye. başaran varsa ne ala, ancak üzgünüm biz bu devire yetişemeyenlerdeniz.
    dolayısıyla olaya bakış açımız az biraz farklı.

    bizim çocuk olduğumuz yıllarda ki 80 lere tekabül eder, anne babanın tutuştukları bir kavga, odalarında dahi gerçekleşse, çocuk bağırışları duymamak için ya kafayı gömerdi yastığına ya balkona çıkar elindeki oyuncağını uçak sanar uçurmaya çalışır, umursamaz bir tavır takınırdı ya da evin içinde dolanıyorduysa aval aval, baba o sinirle çaktıysa anneye bir tane, bulundukları odadan koridora savrulan anneyi görmemek imkansız olurdu. edilen bir kavgada laf mutlaka çocuğa da dokunurdu, anlamasa da sebebini çocuk, duyduğuna içerlerdi. basarsa yaygarayı, omzundan yakaladığı gibi babası, odasına sürüklerdi onu. çocuk babaya öfkelenirdi.

    ayrılıklar o vakitler karşılıklı verilmiş bir karar değildi yani. şimdilerdeki gibi anlaşarak ayrıldık olayı o zamanlar akıldan dahi geçemezdi. anlaşamayan, ayrılınca daha bir düşman olan anne babaların çocuklarıydık bizler.

    kötü olan şuydu: çocuk sevinirdi bazen bu ayrılık fikrine. annesinin gülümsediği günleri gördüğünde "iyi ki" derdi içinden. iyi ki... ama devamı gelmezdi cümlenin. kızsa da özlerdi babasını çünkü. bu da olayın iç burkan tarafı tabii.

    annelerin yaşadığı zor süreci o vakitler farkedemezdi çocuklar. yaş küçüktü haliyle. ama kendi yaşadıklarını bilir, artık evde bir kavga huzursuzluk olmasa da, gene gömer kafayı yastığa, ağlardı usulca. bu da başka bir iç burkan detay.

    ileriki yaşlarda kabullenilirdi durumu. olaylara anlam yüklemek daha bir kolay olurdu. babayı anlamak, anneye hak vermek, kimi zaman anneye kızmak, babayı hoş görmek.. kolay olurdu yani. zaman geçtikçe tabii.

    hani ayrılmasalardı, kavga gürültü hiç eksik olmasaydı, kendisi o ev içinde büyüseydi daha kötü olabilirdi her şey. belki... ama yaşamadan bilemezdi ki. buna dair içinde olan merak hep var olsa da "iyi ki" derdi gene. şükür etmeyi biliyorsa şayet "buna da şükür" derdi sonra.

    biz ki babalarıyla vakit geçirebilmek için takvimlere çizik atan çocuklar, biz ki babalarıyla görüşecekleri gün annelerinin bin bir tembihi ile canı sıkılan çocuklar, biz ki eve geri döndüğünde takvime tekrar bakan çocuklar...

    şimdiki gibi değildi hiçbir şey. "çocuk bu unutur" derlerdi herhalde anne babalar,şayet ki birileri akıl edip onlara sorsaydılar.
    15 ...