muhteşem hayatlarındaki yegane eğlenceleri, özellikle taraftarı oldukları futbol takımlarının başarılarında yahut eş, dost, akraba düğünlerinde eline silahı alıp şuursuzca havaya ateş etmek olan; her türlü tanımlamanın yetersiz kalacağı tuhaf mahluklardır.
ilginç sevinme biçimleri vardır. sanki tüm gün boyunca her saniye elleri tetikte o anı beklemektedirler. maç mı var? gol mu attık? hatta kazandık mı? sarıl silahına!.. düğün mü var? gerdeğe girecek olan kişinin heyecanını paylaşmak gerek! sarıl silahına!..
işte o vakit güzel memleketimin normal insanları, sevinçlerinin kursaklarında kalmaması için teyakkuz halinde olmalıdır. maazallah, bu arkadaşların kör kurşunları sebebi ile canlarını kaybetme ve sakat kalma ihtimalleri oldukça yüksektir. sosyoekonomik konumları ve eğitim seviyelerinin çok alakası yoktur bu davranış biçimleriyle. seçimi kazanmış bir milletvekili, belediye başkanı ya da varlıklı bir ailenin mensubu da düğün esnasında bu dangalaklığı yapabilmektedir. ağızlarından küfür de eksik olmaz bu gibi davranışları esnasında. gözler hızlıca dönmeye başlar, dudaklardan salyalar fışkırır. sanki bazı uzuvlarına bir şeyler kaçmış ya da hassas bir tarafları avuçlanmış gibi acı çekerek bağırır; aile bireyleri ile istenmeyen tenasül muhabbetine girilmişçesine nefretlerini kusarlar etraflarına. çevreye zarar vermek ve insanları rahatsız etmekte hiçbir beis görmezler...
afyon mermerinden daha sert ve işlenmesi zor olan kafalarından içeri bir şeyler girer mi bilemiyorum fakat kendilerine buradan seslenmek istiyorum: nezaketten azıcık nasibinizi alın ve çeki düzen verin kendinize. böyle sevinmek olmaz. insanları bırakın, hayvanlar bile utanır oldu bu hallerinize. zira birçoğu sizinle aynı kefeye konmak istemiyor artık.