ataol behramoğlu'nun hayat dolu, umut veren,
özellikle yumusak sesli bir insan tarafindan okundugunda daha da güzel olan siiri.
"sevgilin bitkin kalmali öpülmekten" derken o nasil güzel bir sevmektir.
"insan baliklama dalmali icine hayatin
bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasina."
o nasil güzel yasamaktir, ne güzel bir heyecandir.
"ve kederi de yasamalisin, namusluca, bütün benliginle"
hangimiz becerebiliyoruz bunu, ne kadar namusluca yasiyoruz kederlerimizi?
"cünkü ömür dedigimiz sey hayata sunulmus bir armagandir
ve hayat, sunulmus bir armagandir insana".
her gün her saniye bunun bilincinde olmali halbuki.
bazen tanistiginiz bir insan umut olur ya, bugün var yarin yok belki, ne fark eder dolu dolu yasadiktan sonra?
yasadigin müddetce mutlu olmak yeterli degil midir, nedir ki bu sonsuzluk arayisi?
var oldugu müddetce hissettirdigi sey var ya, o bile yeterli.
bu siirde de ayni hissiyati aliyorum.
var oldugu müddetce güzel olan her seyini almali, tipki hayattan aldigimiz gibi.
yasadiklarimdan ögrendigim o kadar cok sey var ki.
biri de bu siir.