evet oyu vereceklerin evet verme sebepleri

entry14 galeri
    4.
  1. bir çok sebeple evet diyebilirim. ciddi olarak düşünüyorum bunu. en başta terör meselesi bana mecburen evet dedirtecek gibi.
    ama bir yandan da laikliği savunan birey olarak da tereddütlerim var. bir nevi kıskaçta gibiyiz.

    öncelikle terör deyip geçmeyin. parlamenter sistemin kaymağını yiyen en büyük oluşum terördür türkiye' de. terörün olmadığı türkiye göremedik hiç. çünkü sistem ve türkiye' nin etnik yapısı bunun karşısında en büyük sorun. sistemin bu şekliyle terör bitmez. ben bunu kendimi bildim bileli söylerim. sistem kötü değil ama etnik, dini terör belası olan ülkelerde bu sistem işe yaramaz. fransa, isviçre, almanya, ingiltere, italya gibi ülkelerin hukuk sistemlerini örnek alarak bir hukuk oluşturduk. ancak bu ülkelerde etnik, dini unsurlar kavga halinde değil. ya da bu kavgalara açık bir neden yok bu ülkelerde. ancak türkiye' de var. kürt türk, alevi sünni, laik anti laik gibi kavgalar var. bu kavgaların boyutu da ciddi hale gelmiştir ve devleti alenen tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. yakın zamana dek bu sistemle bir arpa boyu dahi yol alamayız hatta ciddi bir parçalanma sürecine gireriz diye düşünüyorum. çünkü gelişmiş ülkelerdeki parlamenter sistemin türkiye' de uygulanma şansı yok. bunu cumhuriyet ilan edildiğinden beri görüyoruz.

    atatürk bile ülkeyi kurdu, kurallarını yönetim şeklini belirledi, tek adam olarak yönetti. ilerde zamanı gelince parlamenter sisteme geçileceğini biliyordu ama o anki şartlarda buna müsaade edemezdi haklı olarak. etmedi de. bunun faydalarını genç devlet hızla görmeye başladı. 1945' e dek türkiye' de siyasi sorunlar dolayısı ile halka indirgenmiş sorunlar yoktur. 1945 sonrasında ise sistemin açığından yararlanmaya çalışan bir çok yobaz veya terörist oluşum da görülmeye başladı. ve bunlar hiç bitmedi günümüze dek.

    atatürk' ün ölümünden sonra bu şekilde zaman içinde yerleşen parlamenter sistem sonrasında her gün büyüyen terör gördük. ordunun otoritesi sayesinde devlet bu haliyle bir şekilde bu günlere gelebildi ancak sistem o kadar açık veriyor ki, bir şizofren hoca çıkıp 30 yıl uğraşıp devleti kendi silahıyla vurup kendi müridlerini istediği makama getirebiliyor. böyle bir sistemde normal olarak bunların olmaması gerekir ancak oluyor. bu şekliyle devlet yönetilmiyor. yönetilemez de.

    yürütme gücünün tek elde toplanması yani başkanlık sistemi konusunda zamanında demirel, özal, türkeş gibi liderler de açıkça görüşlerini bu yönde olumlu olarak dile getirmişlerdi. burada mesele başkanlık sistemi değil aslında. başkanlık sistemi doğru uygulandığında türkiye' ye ciddi anlamda hız katacağı gerçektir.

    mesele yargının bağımsızlığı ve laiklik konusudur. beni endişelendiren tek kısımlar onlar. yoksa parlamenter sistemde türkiye' nin özellikle terör konusunda büyük boşlukları olduğu ve milletvekili görünümündeki terörstlerin yıllardır neler yaptığı, türkiye' nin altını nasıl oyduğu, cemaat yapılanmalarının bu sistemi kendi silahıyla vurup devlet içine nasıl bu denli güçlü sızdıkları ortada iken ben başkanlıktan yanayım elbette. bunun farklı siyasi nedenleri de var elbette.

    diğer mesele de laiklik. benim gibi laik, atatürk ilkelerine bağlı, az çok okumuş yazmış, medeni kitlelerce laiklik prensibinin çürüdüğü görmek utanç ve dehşet verici bir meseledir. laiklik öncelikle insan gibi yaşamanın birincil koşuludur. en amiyane tabirle dışarıda herkes evrensel hukuk kuralları dahilinde istediği gibi inancını dile getirebilmeli, istediği gibi hayat tarzını benimseyebilmelidir. hiç bir devletin yönetim şekli yüz yıllar öncesinden kalma ne idüğü belirsiz dini temellere dayandırılamaz.

    siyasi yönden evet hayır tercihini düşünmekten ziyade yargı bağımsızlığı ve laiklik konusunu insanların düşünmesi gerekir. ileride en çok baş ağrıtacak iki mesele o olacak çünkü.
    5 ...