--spoiler--
Film, bir havalimanından ötekine taşınan, mutluluğun izini mükemmele yakın şekilde tasarlanmış ev dekorasyonunda, post modern yaşamın getirdiği sorunların çözümünü grup terapilerinde arayan ve sonuçta umutsuzluğa kapılarak, ‘çözüm kendini yok etmektir’ düsturuyla agresyon ve şiddete dayalı bir yeraltı kulübü kuran, hatta bunu tasarlayanın kendisi olduğu gerçeğini bile yadsıyacak düzeyde benliğinden kopan kendi adı bile olmayan bir gençtir. Chuck Palahniuk’un romanından (ilk romanıdır) uyarlanmış başta kapitalizm, asıl olarak da Amerikan sistemini yerden yere vuran bir film olarak göze çarpmaktadır. Filmde kapitalist sistemin çarkları arasında yer bulmuş kişilerin iç tatminsizliklerini çözme çabaları yer almaktadır. Yönetmenliğini David Fincher yapmıştır; genel anlamda paraya ve güce dayalı sistemin sorunlarını sorgulamaktadır.
Filmin genel bir analizini yapmadan önce, filmin ilk 5 dakikasının detaylı bir incelemesi daha sonra ki yapmaya çalışılacak olan analizler için bir başlangıç noktası oluşturacaktır.
...
...
Detay için bkz; http://www.marjinalaforiz...nel-cercevede-incelemesi/
Birbirlerine sarılıp ağlama sahneleri, kendini rahatlatma, arkada Amerikan bayrağı, doğrudan bir şekilde Amerika’ya ve bireyine göndermedir.Kahve makinesi, şekerlik, kamış, kupalar, çay makinesi, donutlar, hazır çay, bozuk paralar sırayla gösterilir, sistemin içinde, ofislerde genelde gezinen ürünlerdir.Hiç bir hastalığı olmayan bireyin bütün ağır hastalık terapilerine gidip kendini rahatlatması, bireyin baştan tamamen hastalıklı olduğunu simgeler.Evinde televizyon izlerken ister istemez “ saç boyası “ reklamı izler. Bireyin istemeden de olsa tüketmeye tabii tutulduğu sembollerdir. Tüketim merkezli toplumda yapay gereksinimler gerçek gereksinimlerin önüne geçmiş bulunmaktadır, bu sahnede bu sembolize edilir.
....
....
Fazlası için bkz; http://www.marjinalaforiz...sahnelerin-genel-analizi/
Fight Club filminde Jack karakter, kendini Tyler’ın tüketim toplumu eleştirisine kaptırmıştır. Bauman’a göre, modernleşmenin itici gücü üretim olmakla birlikte, yeni dönemde tüketim öncelik kazanmıştır. Bu dönemin tüketime bakışı, hazcılığa odaklanan ve ihtiyaçlarla uyumluluk kriterini önemsemeyen bir anlayışı yansıtmaktadır. Yeni bakış açısına göre, tüketim simgeler ve imajlar içeren sosyo-kültürel bir süreçtir.Robins’e göre ise tüketim artık sanal ve simgesel olduğu için, hem gerçek dünyanın içinde olmaya hem de bu dünyanın acılarından uzaklaşmaya imkân vermekte ve bu yolla kişileri rahatlatmaktadır.
Tüketime bu denli önem verilmesinin nedeni, kişinin toplumsal katmanlaşma içindeki yerini belirleyici bir nitelik ve özellik taşımasıdır. insanların yüz yüze gelerek ilişki kuramadıkları ya da yüz yüze geldiklerinde bile birbirlerini algılayamadıkları, önceden birbirleri hakkında bilgi sahibi olamadıkları atomize toplumlarda, üye görünmek istedikleri, toplumsal katmanın tüketim kalıplarını uygulayarak, onunla özdeşleşme çabası içine girmektedirler.
Tüketim kültürü, tüketim mallarının doyumundan elde edinilen doyumun toplumsal olarak onaylanması sonucunda oluşur. Bu da kültürel sermayenin toplumsal dengesinin bir sonucudur. Tüketim kültürünün içerisinde, kültürün toplumsal hayatın merkezine taşınması vardır. Ancak, bu kültür, sürekli işlenen fakat bir ideolojiye dönüşmeyen kültürdür. Bu anlamda, tüketim kültürü, hayat tarzının dinamik bir şekilde yeşertilmesidir. Ele aldığımız bu film, yukarıda bahsedilen hayat tarzı üzerinden bir tüketim kültürü eleştirisidir. Dövüş Kulübünün üyeleriyle beraber Tyler’ın liderliğinde çeşitli protesto biçimleri geliştirir ve uygularlar: Zenginlerin arabalarına zarar vermek adına güvercinlere ilaçlı yem yedirerek, arabaların hava yastıklarını şişirirler, reklamların üzerine provoke edici sloganlar yazarlar, uçak içinde bulunun güvenlik kartlarına insanların alevler için korkarak tasvir eden kartlar koyalar…
....
....
Fazlası için bkz; http://www.marjinalaforiz...suna-yonelik-elestiriler/