hz. muhammed'in güdüp gütmediği tam olarak kestirilemeyen düşmanlık tipi.
Hz. Muhammed'in türk düşmanlığı kısmen doğrudur. Bakın kısmen dedim, buraya dikkat etmek lazım, şimdi hırtlar götlerinden anlamasınlar, evet kısmen diyorum, alooo kime diyorum inek, neyse, evet kısmen doğrudur, çünkü, hz. muhammed "ben türklere düşmanım" derken aslında yanlış anlaşılmıştır, açıklamanın aslı "ben türkiyelilere düşmanım" şeklindedir. Türk adı verilen millet yüzyıllar boyu islam dinini en iyi şekilde temsil etmiştir. Hz. Muhammed'in istanbul'u fethedecek komutana övgüler yağdırması da bundandır. Gaybı ve geleceği allah'tan başka kimse bilemez evet, ancak hz. muhammed alemlere peygamber olarak gönderildiği için kendisine allah tarafından bir takım ayrıcalıklar ve yetenekler de verilmiştir, ki bu son derece doğaldır. Vay efendim nasıl verirmiş diyen sığırların da oturup sekiz dakika süreyle bu konu üzerinde muhasebe yapmaları gerekir. Gelelim meselenin aslına, Hz. Muhammed, istanbul'un bir türk komutan tarafından fethedileceğini biliyordu ama 19. yüzyıldan itibaren kendisini türk olarak adlandıran fakat türklükle uzaktan yakından alakası olmayan bir güruhun, tüm memleketin ve dahi inanç sisteminin içine edeceğini de biliyordu. Bu nedenle de "ben türkiyelere düşmanım" şeklinde bildirmiştir. Şüphesiz o allahın elçisidir. Herşeyi bilmesi doğal olandır. Allah türk taklidi yapan bu güruha son bir şans tanıyarak mustafa kemal atatürk'ü göndermiş, bir süre ortalık düzelmiş görünse de, atatürk'ün ölümünden sonra iş temelli çığrından çıkmış, hatta herşeyin boku çıkmıştır. Musa dağa çıkar çıkmaz altından bir ineğe tapmaya devam eden hödük yahudiler misali, türk taklidi yapanlar da atatürk'ün ölümünü müteakip farklı farklı atatürk hayalleri yaratıp özünden uzaklaşmıştır.
