elimde olsa bütün davranışçı eğitim sistemiyle yetişmiş hocaları görevden alırdım. o eğitim müfredatını baştan sona değiştirirdim. içerisinde o kadar saçma şeyler var ki... haydi müfredatı geçtim. öğretmen sınıfa girdiğinde tek başına öğrencileriyle kalıyor ve müfredata uymayarak kendi stilini yansıtabilir. oy oy öyle stiller var ki... insana değer vermezler. kabalar. öyleleri var ki sanki hiç genç ya da çocuk olmamış. hepsini geçelim. tekrar sisteme genel bakalım. Bir not üzerinden değerlendirme söz konusu bu sistemde. eğitim sistemi bir ölçmeyi gerektirir. Bu ölçmenin bir çok derste sınav yoluyla olması gerektiğini düşünmüyorum. her kişi farklı ve her kişi kendini Türkiye'deki yazılı olarak adlandırılan sınavlarda ifade etmek zorunda olmamalı. ölçme denilen şeyin yüzde seksenini yazılı yüzde yirmisini hocanın sınıfta öğrencisinin uslu durup durmadığına göre verdiği kanaat notu oluşturmamalı. ben nice öğrenciler tanıdım test yapabiliyor ancak sorsan kendini ifade edemez. Türk eğitim sistemi matematiği tarihi bilen değil öncelikle kendini ifade edebilen, birey olduğunun bilincinde, sorgulayan insan yetiştirmeli. Sen al bu eğitim sistemiyle yetiştir çocuğu getir üniversiteye kadar ha sonra da iyi bir üniversite kazandır. ama sonunda ne oluyor ? adam başkanlık sistemini sorgulamıyor. neden evet neden hayır dediğini bilmiyor. güzele güzel kötüye kötüye demenin bilincinde değil. evleniyor eşine, çocuğu oluyor çocuğuna saygılı değil. insanların çoğu o dönem alternatif rock dinliyor diye o da dinliyor. tarzı yok. fikri yok. Bu sistemi kökten değiştirecek gücü kendimde bulamadığım için siizlere yalvarıyorum. her kişi özel. eğitim sadece formal değil aynı zamanda informal. Bu yüzden her şey öğretmen olmakla olmuyor. Sizler de ifadelerinizi güçlü kılın. hükmeden değil lider olun. Olun ki yarınlar bu değişmeyen sisteme rağmen güzel olsun.