osmanlı'nın en zeki padişahı. çok başarılı devlet adamı. aynı zamanda harika şiirleri olan bir şair. atatürk ve attila'dan sonra en çok hayran olduğum tarihi kişilik. devrinin en büyük entelektüeli. bilime, sanata ve alimlere çok değer verir, onlarla sohbet etmekten büyük keyif alırdı. onunla birlikte osmanlı'nın yükselme dönemi başlar. (sadece istanbul'u fethetmesine bağlamak büyük aptallık, bilime değer veren her zaman yükseliyor işte) haritacılığa ve resme büyük ilgisi vardı, ki italyan ressam bellini'yi saraya davet edip kendi portresini yaptırmıştır. hatta oğlu ikinci bayezid'in çok dindar olduğu söylenir, tahta çıktıktan sonra islama aykırı olduğu gerekçesiyle fatih'in portresini ve diğer yaptırdığı bütün resimleri satmış. büyük iskender'e hayran, onunla hedefleri çok benzer, dünya hakimiyeti gibi...
ben böyle hayranlık duyduğum insanların karakterlerini çok merak ediyorum. fatih hakkında da birçok kitap okudum. onun hakkında doğru ya da yanlış, taraflı ya da tarafsız ne bulduysam gördüysem ilgimi çekti. internetten makaleler, videolar, tarihçilerin yorumları, hatta buradaki sayfalarca entry...
mesela babasının fatih'le pek ilgilenmediği söylenir. oğlu alaaddin'in ölümünden sonra geriye tahtın varisi tek fatih kalınca anca o zaman ilgisini ona yöneltir. ikinci murat, oğlu alaaddin'in ölümünün de verdiği üzüntüyle tahtı fatih'e bırakıp, tasavvufa adamak ister kendini. henüz 12 yaşında olan fatih, çeşitli sebeplerle tahttan indirilir ve babası ikinci murat tekrar tahta geçerek otoriteyi sağlar. sanıldığı gibi bu dönemde babasına "eğer padişah sizseniz, ordularınızın başına geçin. yok eğer padişah bensem emrediyorum, orduların başına geç" gibi bir cümle kurmaz, hiçbir zaman tahttan inmek istemez. tahta çıkıp tekrar inen bir padişahın otorite kaybı büyük olacaktır çünkü, bunun bilincindedir. büyük bir üzüntüyle ve tahttan indirilmesinde büyük payı olan çandarlı halil paşa'ya olan kiniyle manisa'ya geri döner.
buraya kadar olan olaylara bakınca bile fatih'i anlamak çok basit. uğradığı haksızlıklardan doğmuş hırs, kendini kanıtlama isteği belki de... ya da siyasi olarak kaybettiği otoritesini kazanmak için fethedilmez denen istanbul'u fethetmek... nitekim öyle de oldu. gemileri karadan yürüttü yine de istanbul'u fethetti, kendi adını tarihe kazıdı, 1000 yıllık bizans'ı tarihe gömdü.
ve evet, hayattaki tek başarısı üniversite bitirmek olan tiplerin fatih'i yermek için kullandığı yegane sebep; kardeş katlini de meşrulaştırdı. ha bu fatih'in çok büyük ve başarılı bir devlet adamı olduğunu değiştirir mi? asla. tarihin tasnifi yapmak basit değil, o devre göre devletin bekası için. 21. yüzyılın normlarına göre fetva değerlendirmesi yapmayın. 15-20 sene sonra kendisine muhalifler kardeşini kışkırtıp tahtta hak iddia etmemesi için. ted-bir. kaldı ki en basit örnek sarayda anne-oğul ilişkisi bile yoktu, valide-şehzade ilişki vardı. asla tasvip edilecek bir şey değil lakin günümüzün yargılarına göre değil. hümanistlerin zihnindeki sevgi pıtırcığı dünya ancak ütopyalarda olabilir. o yüzden toz pembe hayaller kurarak devlet yönetilmez. hangi lider var ki adam öldürmemiş olsun? bunu 2016 yılında linç etmek tamamen zırvalık.