"zaman düşer ellerimden yere
oradan tahtaboşa
saatler çalışır izinsiz, hep bir sonraya" derken zamanın akışını engelleyemeyeceğimizi, hızına ayak uyduramayacağımızı hatırlatır.
"resimler sarı güneşsizlikten
duygular değişir
dostlar dağılır dört bir yana, kendi yollarına" kısmıyla, hatıraların artık gün yüzüne çıkarılmadığından unutulmaya başlandığı, insan büyüdükçe hislerinin değiştiğini, hisler değişirken zaman akmaya devam ettiğinden dostların birbirinden yavaş yavaş uzaklaştığını, kendi kaderlerini çizip farklı yönlere ayrıldığını bildirir.
"ve sen, ben; değirmenlere karşı
bile bile birer yitik savaşçı
akarız dereler gibi denizlere
belki de en güzeli böyle" bölümüyle ise don kişot misali değirmenlere karşı boşa savaşan iki bireyin sonunda rüzgara karşı koyamayıp yeryüzünde birbirini kaybettiklerini anlatır. **