Martin heidegger'in binlerce yıldır kabul gören ve geçerli olan sanat anlayışına karşı çıkarak eserin hakikat yönü, eserin nesneselliği, eser ve nesnenin farkı gibi konuları yoğunca işlediği kitabıdır.
Kitapta en çok hoşuma giden şeylerin başında şu gelir:
Heidegger herhangi bir şeyi araç olarak ve Eserde olarak kullanım yönünden inceler ve onun tüketilmesi üzerine konuşur.
Bir kadehi ele alalım. kadeh bizim kullandığımız bir "araç" olarak onu kullanma alışkanlığımızdan (el-altında-hazır-bulunuş) varlığını unuttuğumuz bir araçtır. Fakat bir ressam o kadehi çizdiğinde artık o kadeh bir araç olmaktar çıkar ve sanat eserinde onun varlığını fark ettiğimiz şeydir. Çünkü biz kadehi kullanmaya alışkınız ama onu tabloda görünce o, alışkanlık dışına çıkar ve onu fark ederiz.
Bu şu demektir: kadehin el-altında-bulunması olarak araç olan Kadeh onu kullandığımızda tükenir, bu bir çimento içinde böyledir. Fakat sanat eserinde onu kullanmak onu tüketmek değildir. Bir şey araç olduğunda ve eser olduğunda farklı şekilde kullanılır. ilkinde tüketilir, ikincisinde tüketilmez. ikincisinin tüketilmezliği; o şeyin tükenmezliğinden değil, o şeyin eser olarak varlığına onu tüketmenin ait olmadığındandır.