açıkta süt satışının yasaklanması

entry12 galeri
    8.
  1. Büyük düşünen ve adaletle hükmetme kaygısı taşıyan insanlar, liderler, aile reisleri, yöneticiler ve idareciler, oturdukları yerden, başkaları adına yol çizmezler. Uyduruk politikalar ve geçerliliği olmayan kanunlar icat etmezler. Hasılı kelam, muhatabı olmadıkları işler için işkembe-i kübradan kural kanun saçıp savurmazlar.

    Şimdi bu adamlar süt sağıp köyden kente yol alıp sokak sokak gezip kah atla, katırla kah arabayla kamyonetle süt satıyorlar. Peki zorla mı satıyorlar? hayır. Kim alıyor? vatandaş alıyor. Hatta çoğu yerde marketteki sütten daha pahalıya alıyorlar. Peki çok mu hijyenik? Çok mu tertemiz? Hayır. Hatta leş gibi. Kendim görüyorum. Hemen her sabah apartmana civar köyden katırla süt getiren sütçü ve güğümleriyle aynı asansöre biniyoruz. Bi kere adam Allah var pis. Güğümleri pis. Memlekette annemin tanıdığı sütçü var, telefon ediyor getiriyorlar. Neyin içinde? el yordamıyla şöyle böyle yıkanmış, suya tutulmuş iyice yağır olmuş kola fanta şişelerinde, tevellidi kayıp buzlu cama dönmüş su şişelerinde.. Ama herşeye rağmen insanlar bu sütleri alıp gönül rahatlığıyla kullanıyorlar. Çoluklarının çocuklarının süt yoğurt ihtiyaçlarını karşılıyorlar. O halde? o halde bunun bir anlamı olmalı. O halde bu bir gereklilik olmalı. O halde bu bir geçim kaynağı olmalı. O halde bu bir damak tadı, damak zevki olmalı. O halde sen buna mecliste oturduğun yerden götünden kanun kural uydurmamalısın birader.

    Bu koşullar çok mu zorunuza gitti? o zaman adam olacaksınız, kapı kapı gezip vatandaşa soracaksınız, niye bu sütü tercih ediyorsunuz diye. O çiftçiye gidip soracaksınız kime ne kadar ne fiyattan satıyorsun diye.. Sonra bu işlerden anlayan bilim adamları, araştırmacılar ve kanun yazıcılar toplanacaklar. hem vatandaşı hem satıcıyı hem de bu konudaki otoriteleri dinleyecekler ve hiçkimsenin canını sıkmayacak, işleri düzenli planlı programlı temiz ve özenli hale getirecek bir formül bulacaksınız. Öyle oturduğum yerden ben de yasaklarım toptan.. Böyle olunca çözüm yaratmış mı oluyorsunuz? tam dunkof işi çözüm işte.

    Gelişmiş ülkelerde, bir yere yeni bir yerleşim, yeni bir kavşak yahut büyük ana yol yapıldığında, bir şehircilik geleneği olarak yaya kaldırımları ve ara yollar hemen yapılmaz. Yazılıp çizilmez. Bir süre beklenir ki, yayalar, bölgenin yürüyen, yürüş yapan insanları kendi yollarını kendileri çizsinler. Sonra heryerde patikalar oluşur kendiliğinden. ve bakılır, bunların üzerinde düzenlemeler yapılır. O vatandaşların kendilerinin yarattıkları patikalar ve ara yollar elden geçirilir, tertemiz kaldırımlar haline getirilir. Gelişmemiş ve bazı konularda gelişmesi pek mümkün olmayan ülkelerde nasıl olur? müteahhitler hem araç yollarını hem ana yolları yapıp giderler. Sonra vatandaş kaldırımı bırakıp kendi evine kendi yoluna patikalar örmeye başlar. O güzelim yeşil alanlardan yol yol üstüne geçer. Mındar olur. PEki suç kimin? dunkof müteahhidin yahut hırbo şehir planlamacısının..

    işte süt mevzusu da böyle.. Vatandaş kendine en kestirme, en güzel, en tatlı gelen yolu bulmuş ve bu yolu işletiyor. Devlete de otoriteye de bu yolu güzelleştirmek, içini doldurmak, eksiklerini gidermek, temizleyip pırıl pırıl etmek kalıyor. Öyle ali kıran baş kesen gibi oturduğunuz yerden kanun uydurmakla olmuyor bu işler. Önce adaleti gözeteceksin, insanların rızkını ve vatandaşın alışkanlıklarını, geleneklerini düşüneceksin.
    11 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük