2001 yapımı 99 dakikalık richard linklater'in en mükemmel işi. 7.8 imdb notundan fazlasını hakediyor https://galeri.uludagsozluk.com/r/1319937/+
izlenesi, dinlenesi, üzerinde durup düşünülesi, özümsenip çıkarımlar yapılası, Filmden ötede bir yapım. izleyip geçilecek değil, durdurup notlar alınacak hatta defalarca izleyip sorulara cevap bulacak kadar değerli monologlar barındırıyor.
Richard abi bizzat en can alıcı sahnelerden birinde, bendenizi allakbullak etmiştir. Pinball oynayıp bir yandan yardıran, dreamer'la birlikte izleyiciyi de etkisi altına alan hikayeye imza atmıştır https://galeri.uludagsozluk.com/r/1319938/+
Sürekli haraket halinde, akıyormuş gibi görünen görselliği gözlerimi yorsa da defalarca izledim. Arşivimin en değerli köşesine sakladım, böyle felsefi bir yapımdan hoşlanacak birini bulunca tekrar izleyeceğim. Bu türü seven, dahası günlük hayatında varoluşu/insanlığı/gerçekliği/ vs gibi konuları konuşan-tartışan veya fikir bildiren insanlara hiç rastlamadım. Varsa yoksa rutini tamamlamak ve yeni bir rutin için kıvrılıp yatmak, tek bir sorgulama veya soru sorma isteği yok. Bazen düşünüyorum da, hangimiz daha iyi durumda? Şempanze gibi yaşamaktan başka bir şey bilmeyenler ve bilmeyi istemeyenler mi, yoksa süper şempanze olmak için çaba gösterip arayış içinde olanlar mı?
Linklater'in önceki şahane filmi olan before sunrise'daki çifti jesse&celine de bu animasyonda yer alıyor. Jesse'nin filmde reeankarnasyon'la ilgili yarım kalan konuşması, yıllar sonra tamamlanıyor https://galeri.uludagsozluk.com/r/1319939/+
Her bir monolog hatta her bir kelime öyle güzel ki, hepsini yazmak isterdim. Fakat izlenip görülmesi daha iyi olur diye, en sevdiğim monologdan iki satır bırakıp entrymi burda bitiriyorum; "bir varsayıma göre, hayatı hem yaşayıp hem de aynı anda anlayamazsın. Anlaşılmış bir hayat, yaşanmış bir hayattır"