çabalayıp hayatta kalacağın yer vatanındır

entry1 galeri
    1.
  1. türkiye den siktir olup gitmek düşüncesine antitez olarak geliştirdiğim konudur. fazla zamanım yok hızlıca giriş yapayım, ilave entry ile detaylandırırım.

    malum bizi yöneten hükümet ve hayatımızdaki yeri kaçınabilecek noktadan uzak olarak tam merkezde kendini konumlandırıyor. kendimi iyi hissetmek için yapacağım her eylemde önüme çıkıyor ve bunun sonucunda leş tv programları, dizi-filmler veya oyun oynayarak zihnimi oyalamadığım her anda odaklanıp acı çekiyorum. haberlerde gördüklerim ve okuduklarım canımı yakıyor. aptallığın bu derecesine, satılmışlığın ve şerefsizliğin bu kadarına, insanların hayatını kazanma kisvesi altında yaptıkları her türlü karakter yoksunu harekete maruz kalıp, bu konuyla ilgili birisinin bir şey yapmasını geçtim, sadece insanlara duyurmakta bile eksik kalmaktan yoruldum artık..

    tam olarak bu düşman kimdir yüzleşmek istiyorum. hangi alçaklar buna bizi layık gördü, bir mücadele ki kurallarına göre oynansa ezip geçeceğiz ama düşman cephesi görünmez!? bir görünüp kaybolanlar düşman da değil, dost hiç değiller. en küçük bize ait olan iyi bir sevinç yok; eskiden takım tutardık orada bile maç sonucundan önce hatalı verilen hakem kararları ve tarafların birbirine soktuğu leş laflar ön plana çıkıyor bugün. nasıl bir bataklık, nasıl bir bok çukurudur ki; bize hep bir sınırı, bir dur noktası ya da duyarlılık gösterecek büyükler olduğu söylenegelen tonlarca maddi manevi değer çürütülürken ortalıkta kimsecikler yok. olması gerekenler de bize sakin olmayı, zamana bırakmayı, akışında tutmayı öğütlüyor. kafayı yiyeceğim!!

    evet ilk çare basıp gitmek ama gittiğim yerde takip ettiğim haber kanallarını sözlükleri takip mi etmeyeceğim? ben gittim diye ülke düzlüğe mi çıkacak? gittiğim yer güllük gülistanlık ve kaliteli insanların istisna olmadığı yerler mi olacak? sanmıyorum.

    buradan gidemeyeceğiz hiçbir zaman. bizi kazımak isteyenler korkak ama sağlam adımlarla milim milim ilerleyip emellerine ulaşmaya çalışacaklar. bundan artık eminim ve bununla mücadeleye her türlü mahkum olacağız bence. çünkü ülkedeki şehirleri gördüm. benim bildiğim hali yerine bombalanmış, milletin gırtlak gırtlağa geldiği, talan edilmiş şehirlerle karşılaşmak büyük bir kabus. ve maalesef ki egemen kitlenin elinde kaldıkça da gideceğimiz yerde daha aydınlık bir gelecek yok.

    ne yapalım? önerisi olan, muhtemelen bok atan da olacaktır. iyi bir şey yapmaya katkı arkadaş, insanların hayatına iyi bir ya da birden çok şey ekleyeceğiz. herkes, kendi alanında. ben mühendis değilim. bu yaştan sonra sanmıyorum oturup bir makine tasarlayayım, üreteyim. ama farklı, kendi yapabileceğim alanda tek bir şey yapabilirim. hüzünlü, umutsuz ya da bir halttan habersiz bir kişinin aklında küçücük bir iyilik, minik bir etki yaratacaksınız sadece. en önemlisi, kendi hayatınızda. evinizin önünü süpürün, bir kişinin moralini düzeltin, aklınızda saplanıp kalmış bir işi zaman ayırıp yapın bugün. ya hepsini geçtim, çevrenizdeki insanlara gülerek yaklaşın bugün. bozuksa halini hatrını sorun. kardeşim deyin, ortak bir nokta bulmaya çalışın. ama kavga etmeyin, kavgaya-sürtüşmeye yönelmeyin. evet canımızı sıkıyor, moralimizi bozuyorlar. ama genele vurduğunuzda bilinçli bir tercihten ziyade, hayatında güzel bir şey olma hissini duyamamaktan olabilir. düşünsenize; kurallar, kurallar, sevaplar, ibadet. keyif verebilecek herşeye yaklaştın mı cıss!! günah işlersen af diler, göze alırsan yaparsın. ortası yok, estetik yok, sanat yok! yok! yok!

    bu kadar yokluk, doldurulması projelendirilmiş ama vizyonu noksan devlet adamları tarafından üzerine gidilememiş. herşey mükemmel olmayabilir ama allahaşkına, Amerika'ya kaçacaksın adamlar bizim 2002 de yaşadıklarımızı silbaştan yaşıyorlar ve belki biz denek noktasıydık; bir zaman sonra tüm ülkeleri boka batıracak emperyal planlar var. bir yer olmalı, biraz rahat nefes, temiz hava alabilmeliyiz. bu kadarı fazla, gelin üstesinden beraber gelelim ve sonra kardeş kardeş yaşayıp gidelim.
    1 ...