köpek sahibi olmak

entry82 galeri
    68.
  1. Şehirden yarım saat kadar uzaklıkta, sahil kenarında küçük ahşap bir evimiz var. haftasonları kafa dinlemek için gittiğimiz bir mabed bizim için.

    Telefon pek çekmez, birkaç televizyon kanalı dışında izleyebileceğiniz bir şey de yok. Denizin sesine mahkum eder sizi.

    Yakın civardaki evlerde keçileri, tavukları olan komşularımızla tam bir köy hayatı simulasyonu yaşarız.

    Genelde tek gittiğim, kafamı dinleyip, kendimi resetleyip geri döndüğüm bir yer benim için.

    Hiç köpeğim olmadı benim, annemin eteklerini, babamın elini çekiştirip de köpek alalım demedim. Ama bir border collie’im var.

    Nasıl mı? Anlatayım...

    Yıllık izinde gittiğim bir gün, bahçede oturmuş yemeğimi yerken etrafta dolaşan panda yavrusu gibi bir köpek gördüm. Yanıma çağırdım, geldi. Baktım tasması yok, oturduk birlikte yemek yedik kendisiyle karşılıklı.

    Uzun zamandır sahil kenarında baş başa bir erkekle yemek yememiştim. Bana da değişiklik oldu.

    Sonra içeri girdim. Akşam yürümek istedim, çıktığımda bizim panda bahçedeydi. Muhtemelen bakılamadığı için sokağa bırakılmış, sokak şartlarına alışkın olmayan bir köpek yavrusuydu.

    Sabah birlikte kahvaltı yaptık, zamanla alıştık birbirimize. Öyle ki, nereye gitsem peşimde geliyordu.

    Onsuz ne yürüyüş yapabiliyordum, ne markete gidebiliyordum.

    Bana peşime adam takmış kıskanç koca psikolojisi yaşatıyordu.

    Hala öyledir...

    Baktım ki, biz iki sevgili gibi takılıyoruz, buna tasma alayım da sahibinin olduğu belli olsun dedim. Hiç sevmedi ama taktık tasmasını. O akşam ağzında tasma yanıma geldi, nasıl söktü onu bilmiyorum.

    Aldım tekrar taktım, sabah tekrar ağzında tasmayla geldi. Alyans mı bizi birbirimize bağlayacak, ben seni kalpten seviyorum edasındaki bir koca misali tasmasını takmak istemiyordu.

    Daha fazla zorlamadım.

    Haklıydı.

    Bıçkın bir delikanlıydı bizimki. Sabahları kahvaltı sonrası ben kahveye gidiyorum der çıkar, dolaşır, etrafta takılır, sahilde millete sarar sonra akşamları eve gelir, yemekte ne var der gibi verandanın merdivenlerine oturur beni bekler.

    Bazı geceler denizin sesi uğultulara karışır, korku filmi efekti yaratır rüzgar. Öyle gecelerde uyuyamam. Korkunca kapıyı açar bizimkine seslenirim. Ayaklarını verandaya dayar bana bakıp, kedidir kedi sen uyu der.

    Ben bir kap yemeğe kadim bir dost kazanmış oldum.

    Haftasonu kaçamaklarımın baş kahramanı, evimin direği, gözümün bebeği. Son kısım biraz abartı oldu sanki. *
    6 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük