yıllar yıllar evveldi.Floransa'da,Fiorentina stadına yakın bir yerde sıcaktan başka neden olsa gerek,susadığımızdan mütevellit micomania ile daldığımız orta halli bir italyan bakkalının soğuk meşrubatları vesilesiyle susuzluğumuzu yenmiştik.Susuzluğu yenmemizle beraber hali hazırda kanımızın kaynadığı bu signor'la iki mavra keselim dedik.Fatih Terim'i sorduk,Fiorentina'yı sorduk,laf lafı açtı.Signor, futbolsever kişilikler olduğumuzu öğrenince çok sevindi, kendinin de ne denli futbolperver bir kişilk olduğundan bahsetme sürecini uzun uzun anlatıp türk futbolcusu ve medyasındaki ahbaplarını anlatmaya başladı.Hakan'dı Şükür'dü filandı falandı derken biz "kafa buluyor bu italyan yahu" derken birden "Selllçuk Manavvve" ismi dudaklarından dökülüverdi.Yok artık dedik...*...inanmayız dedik..* çıkardı cep telefonunu ve telefon rehberini açtı..ve gördüm.Selçuk Manav adı numarasıyla beraber kayıtlıydı.çakallık var mı bu işin içinde diyerek * numarayı kontrol ettim ,evet türkiye uluslararası koduyla beraber yazılmıştı ve bizim gsm şebekelerinden biriydi.reklama girmek istemiyorum,053'la başlıyor diyebilirim sadece...
velhasılı kelam,o gün anladım.Selçuk Manav bizi internasyonel arenada başarıyla temsil eden bir basın emekçisiydi,canan değil belki ama can'dı.o bizimdi..en az mahallemizdeki manav mehmet abi gibi,içimizden biriydi,ama şanı 7 bilemedin 6 düvele yayılmıştı.
Sonra resim çektirdik sinyorla ve bakkaldan çıktık.çıkış o çıkış.bi daha da görmedim.
(...)
ve euro2008 başladı.Selçuk Manav her gün her akşam karşımızdaydı.Gurur duyduğum Selçuk,saygı duyduğum Manav ne güzel,atv spor müdürü olmuş ve akşamları evimize misafir olup "cenevre"den bldiriyordu...
ve şimdi artık ben gönül rahatlığıyla yeni bir serhat ulueren doğdu diyebilirim ve iyi ki doğdun ne müthiş ki doğdun selçuk manav'ı da ekleyebilirim.yaptığı tüm zıppatortonik zevzeklengeç röportajların yanında cenevre deyişine ayrı bir hayranlığım mevcut.
kimse cenevre'yi onun kadar güzel telaffuz etmedi,anlıyor musun?