ancak türkçü olduğu savlayanlara şunu diyeceğim tanrı bir aşkına ''arap hayranı, arapçı, hepiniz ermenisiniz, eşek, hırt, k*rt'' muhabbetine girmeyin. kavramların anasını ağlattınız. solcuların emperyalist ve faşist sözlerinin ırzına geçmesi gibi kavramların ırzına geçtiniz. bazen öyle saçma hareket ediyor, öyle bildirgesiz ve doktrinsiz hareket ediyorsunuz ki insanın arap hayranı olası geliyor.
bir topluluk hala müslüman olana arap muamelesi çekebilir mi yahu?
dipçe: türkçülerin birleşememe nedeni dış etkenler, odaklar değildir. türkçülerin birleşememe ve büyüyememe nedenleri doktrinsiz hareket etmeleri, geleceğe dair bir anlatımda bulunamamaları, siyaset karşıtlığı yapıp turan düşleri kurmaları ve bağlı oldukları teşkilatın liderine koşulsuz bağlılıkları ve yapay düşman yaratma yetenekleridir. tüm teşkilat önderleri birbirine düşman ve teşkilat üyeleri de onlara uyuyor. dolayısıyla ve özetle birleşmeler olanaksız bir durumdadır. teşkilatların içi de ya ülkü ocaklarındaki disiplinin fazla geldiği insanlar ya psikolojileri bozuk manyaklardır. içlerinde gerçekten doğru-düzgün konuşan, tutarlı; ateşli olmayan insan sayısı çok az. her şeye at gözlüğüyle bakıyorlar. beyin devreleri yanıyor bir süre sonra...
dipçe 2: eleştirel bakış türkçülüğe değil türkçü olduğunu savlayanlara karşıdır. önce bunu ele alalım. savlayanların da bugün dediklerimden haberleri yoktur. türkçülük savlayanların var olan tutarsız davranışlarını bir anda mı bu duruma geldi diyerek masumlaştırırsak bu ulustaki yanlış düşünceye sapmış kişiler için de aynı tutarsız eleştiriyi yapmamız gerekir. daha öncesinde ülkücüler arasındaki düşünce ayrılığından ötürü de yakınmıştım. türkçülere özgü bir durum değil bu. ikisini de kendimden görerek çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batır diyorum.
var olan düzenin değişmemesinin temel dayanak noktaları bunlardır ve bu noktalar kökten bir eleştiriyle yok edilmediği sürece toplumun sürekli dışında kalacak bir düşünce durumuna gelecektir; bu ulusun usundan çıkmış bu düşünce. Türkçülük ayağa düşmeyecek kadar büyük bir ülküdür. ancak bugün bu ülküye sarındığını savlayanlar bu ülküye zarar ve yılgınlık getiriyorlar.
1944 yılında yargılanan insanlar arasında türkiye'nin en önemli ilahiyatçıları vardır. türkiye'nin en iyi tarihçileri de oradadır. dilbilimcileri ve subayları da vardır. türkiye'nin ilk toplumbilimcisi ziya gökalp'tir. hukuk temellerimizin atılmasına en büyük katkıyı esat bozkurt serpmiştir.
neyse bunları geçelim ve var olan türkçülere bakalım. bu durum benim canımı sıkıyor. sıkmaya da devam edecek. ilahiyatçı bile yetiştiren bu ülkü, müslüman olana arap demeye kadar ayağa düşürüldü. cumhuriyetin yapı taşlarını ortaya koyan bu ülkü kürt, eşek, yenge muhabbetiyle ciddiyetsizleştirildi, lakayt bir tavrın içine sürükledi insanları.
özetle diyorum ki, bunlar türkçülerin arasından temizlensin. sen zira komünizme, kapitalizme, islamcılığa karşı ne kadar savaşırsan savaş yerine mantık ölçüsünde bir şey koymadıkça var olan düzen devam edecektir. o yüzden yapı temelleri oluşturulurken bu aymazlığa dur denmesi, salaklığa geçit verilmemesi gerekir.
