hoşlanılan kızın boyna sarılması

entry52 galeri
    14.
  1. dünyalara bedel bir duygu olsa gerek. yaşamadım bilmiyorum, yani henüz ortada bir ilişki olmadan nasıl bir şeydir sevdiceğin sarılması, onu bilmiyorum. ama bir arkadaşımın karşılıksız aşkıyla sarıldığı anda yüzünde oluşan ifadeyi görmüş olmam bir takım fikirler edinmemi sağladı konu hakkında. ha diyeceksiniz ki ' ulan artist, hangi kızdan hoşlandıysam sarıldım ve hepsi de benden hoşlanıyodu demek mi istiyosun sen'. yok babam, nerde?... zaten acı olan da budur; elimde öyle bir fırsat varken, hoşlandığım kız bana sarılmak istemişken ben o an öküzleşivermişim ve fark etmemişim. şimdi ölüm gelse, tüm hayatım film gibi gözlerimin önünden geçse ' ah vah' edeceğim başka bir şey olmaz.

    bir aylık bir aradan sonra yanına gitmişim doğum gününde. oturmuşuz birkaç saat sohbet etmişiz, tavla oynamışız vs. çok uzun zamandır tanışıyor olmamıza ve ona açılmama rağmen duygularından emin değilim. karamsar düşüncelere meyilli olduğum için de kendimi boş zaman doldurma fasilitesi olarak görüyorum, ' bu kız benden hoşlanmıyo, sadece canı sıkıldığı için görüşüyo' diye kendime telkinde bulunuyorum çoğu zaman. ne de olsa hem tecrübelerimiz hem de işittiklerimiz bize ' hiçbir kadın ilgiyi kaybetmek istemez. hoşlanmasa bile kendisine aşık erkeğin uzaklaşmasına izin vermez' diye bir anlayışı yerleştirmiş. mikro düzeyde ele alalım; şu sözlükte kadın erkek ilişkileriyle ilgili yazılanlara bakınız, % 80' i bu minvaldedir. tamam kaybetmek istemez ilgiyi ama sırf bu yüzden de hoşlanmadığı erkeğin saçmalıklarına, hakarete veren ithamlarına ve bağırıp çağırmalarına da katlanacak değil ya? anlamamışız hafız, yaş kemale erdi desek de hala yontulmamışız. yahut işte geçmişte yaşananların izleri, kırıklıkları paranoyak etmiş bizi. herneyse...
    rüya gibi geçen saatler, her anında zamanın bu kadar hızlı akmasına sövüyorum sürekli. ve vakit tamam, ışığım artık gitmek durumunda. beni yolcu etmek istiyor, ' seni arabaya bindirmeyince kötü oluyorum' diyor. ben ise ' gittiğimden emin olmak istiyo herhalde. nasıl da sıkılmış, hemen postaladı beni' diye saçmalıyorum içimden. ulan hayvan, belki kız seninle fazladan birkaç dakika daha geçirmek istiyordur? ama yok, olmaz di mi? çünkü o duygusuz bir boru, sen ise dünyanın en romantik adamı, postmodern don juanısın. neyse efendim durağa gelinir, kalkmak üzere olan otobüse doğru hızlıca seyirtmek için yarım yamalak bir öpücük ve onun teşekkürüne kısa bir ' rica ederim' ile cevap verilip yola revan olunur. onunla geçen zamanın her saniyesinde sarılmak, dokunmak, öpmek istemişim ama nerde bende o yürek? otobüste nefes alamaz halde ' allahım neden sarılmadım? neden cesaret edemedim? iterse itsin, yapsaydım ya şu hamleyi' diye kendimi yerken bir mesaj gelir: ' napiosun? aklım sende kaldı. öle birden otobüse döndün gittin'... göğsümü sıkan cendere gevşemiş, midemin asit salgısı durmuştur. ' otobüsteyim eve doğru gidiyorum. neden aklın kaldı ki' mesajıma karşılık ' bilmem bi garip oldum işte:) uzun mu sürdü sanki yol' diye cevap verir. normal olduğunu falan yazıp, öyle apar topar ayrıldığım için üzgün olduğumu aslında ona sarılmak istediğimi yazarım karşılık olarak. telefon birkaç dakika sonra titrer tekrar: ' keşke sarılsaydın:( ' hadi şimdi söyleyin bana, bu aptal bu talihsiz başı nerelere vurayım ben? meğer güneşim, ışığım bana sarılmak için kolunu kaldırmış bana doğru uzatmış ama o an perde mi inmiş gözlerime nedir; ben bunu farkedememişim. ' üzülme hocu, bi dahaki sefere sarılırsın doya doya. zaten o da hoşlanıyomuş baksana' demeyin, bir dahaki sefer ne zaman olur yada olur mu bilemem. bu olaydan sadece 2 hafta sonra aramızda geçen tartışmalar* yüzünden herşeyin bittiğini, beni artık istemediğini haykırdığını söylersem acımı anlarsınız.

    ey incitmeden sevemediğim, ey aklımdaki, kalbimdeki; her ne olursa olsun günün birinde yeniden karşılaşacağız. belki yarın, belki iki ay sonra belki beş yada on yıl sonra, olmadı bir sonraki hayatta... öyle ya da böyle bu hikaye bu şekilde bitmeyecek. ruhumun yarısı sende, kalbimin tamamı. başka şehirler, başka sevgililer giydirsem de ömrüme, hep biraz eksik olacak artık herşey.
    36 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük