ilk başları kısa keseceğim. eski erkek arkadaşım diş hekimiydi benim. yani biz birlikte iken o son senesindeydi, cerrahide uzmanlık yapmayı düşünüyordu. iyi de anlaşıyorduk ama ne olduysa devamı gelmedi ve ayrıldık. konuya ben giriş yaptığım için ayrılan taraf benmişim gibi oldu. bir de benden çok daha duygusal bir insan olduğu için sanki üzülen taraf sadece oymuş gibi de olmuştu. sanırım bu tarz durumlarda olması gerekenden çok daha fazla soğukkanlı olabiliyorum. bu iyi bir şey değil. kontrolü kaybetmek de gerekiyor bazen ama ben bunu yapmakta çok zorlanıyorum. resmi anlamda ayrıldıktan ancak 4 ay sonra benimle iletişim kurmaktan vazgeçti. o esnada yazdığı hiçbir mesaja ya da aramalarına cevap vermedim. çünkü verseydim eğer biliyorum daha da uzayacaktı mevzu. aradan yaklaşık 3 yıl geçti ama benim bu süreçte iki yakam bir araya gelmiyor resmen. okulda işler dandini, özel hayat desen özel hayat yok. bir de bu karma olayına ben hafiften inanıyorum galiba. geçmişte üzdüğüm herkese bir şekilde ulaşıp özür dilemeye karar verdim. bu çocuğa da mail yazdım bir tane. geçmişte kalbini kıran yaptığım her şey için üzgün olduğumu belirten. cevap gelmedi tabii. bir de biliyorum ekşi'de bir hesabı var, yazıyor. hesabının ismini de biliyorum. hep aynı şeyi kullanıyor çünkü her yerde. oradan ulaşmayı denedim ama başaramadım. en sonunda da hak ettim galiba ben bunu deyip vazgeçtim. amacım gerçekten aklını karıştırmak ya da başka şeyler değil. sadece üzgün olduğumu, artık fark ettiğimi bilmesini istemiştim.
aradan yine bir yıl geçti.
dün ben kanal tedavisi gördüm. eve geldikten sonra müthiş bir baş ağrısı çektim. üzerine ben de biraz araştırayım bu kanal tedavisi dedikleri şey tam olarak nedir ve insanlar bununla ilgili neler yazmış diye. biraz okudum ettim. en son ekşi'ye girip kanal tedavisi başlığını okumaya başladım. canım yandı diyen olmuş, hiçbir şey hissetmediğini yazanlar olmuş derken bir tane yazı okumaya başladım. ama böyle tane tane açıklamış, hem tedavinin detaylarını, hekimin olaya bakış açısını, hastanın neye dikkat etmesi gerektiğini filan fındık upuzun bir yazı. baya beğendim ben. en sonunda da entrynin malum şahsa ait olduğunu gördüm. o an yine aklıma düştü. (yazı tarzını hep beğenmişimdir) hey gidi diyorum şimdi, insanları üzüyorsun farkında olmadan, hep öyle devam etse belki neyse ama bilinç geliyor, idrak ediyorsun ve üzdüğün için üzülüyorsun. ayrılmanın başka yolu var mıydı bilemiyorum. ama galiba benim yöntemim biraz acımasız oldu.
umarım hayatında verdiği kararlarda bu olaydan etkilenip yanlış değerlendirmeler yapmıyordur.
umarım sahiden çok mutludur şimdi, bulunduğu yerde ve hayatındaki insanlarla.
umarım benim haberim olmasa da affetmiştir bir şekilde kendi içinde beni.
umarım.