gunluk siirler

entry1 galeri
    1.
  1. Onat Kutlar'ın bir şiiri.

    Sen gittikten sonra iki çalgıcı
    turnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onları
    benden başka. Sarımsak kokusunun
    yoksulluk ve rakıyla buluştuğu saygısız kalabalıkta
    kimse duymadı beni terkeden
    kanatların bıraktığı esintiyi. Biri incecik öbürü kalın
    iki tel vururken çalgının yüreğine
    nicedir aklımı kurcalayan Bertold Brecht'in
    "Sevenler" şiirini düşündüm bir yaşamdan ötekine
    yanyana uçan iki turnayı. Taa yirmisekizlerden.
    "Güneşin ve ayın az değişken dilimleri altında
    uçup giderler yine, böyle tutkun birbirine.
    Hey, nereye gidersiniz? - Hiç bir yere - Nerden gelirsiniz?
    Her yerden. Sorarsınız, ne zamandır birliktesiniz? diye.
    Az zamandır. Ne zaman ayrılacaksınız peki? - Yakında."
    Çıktığımda hava acıktı ikindi güneşi gibi
    nicedir ısıtmayan parlak ayın az değişken dilimleri altında
    yürürken sordum kendi kendime. Nereye gidiyorsun?
    Hiç bir yere. Ne zamandır yalnızsın? Bilmem, denize
    ve ayışığından yapraklar kesen
    şiire sormalı bunu. Daha yazılırken
    bir anıya dönüşen şiirlere
    Sordum kendi kendime ne yapılabilir çamurdan? Heykel
    Acilardan? Aşk. Yoksulluklardan
    bir devrim bile yapılabilir. Ama hiç bir sey
    hiç bir sey yapılamaz ayrılıklardan.
    Sen, çalgıcılar ve ayışığı çekip gittiniz uykunun
    eşiğine vurulmuş bir turna gibi dönerek
    düşerken sordum otuzdokuzlardan Bertold Brecht'le birlikte
    "Ne yapmalı peki?" Aklim dokunacak
    bir baska akıl arıyor. Nicedir yabancı denizlerde
    yıkanan tenim baska bir teni. "Ne yapmalı?"
    Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden
    Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın.
    Ama hiç bir rüzgar doldurulamaz boş kalan yerini,
    bir yaşamdan ötekine
    birlikte uçan turnaların yerini
    gökyüzünde.
    0 ...