aslında suçunu itiraf edersen ölmüyordu. şimdi bu engizetörler korku salmıştı ve köy köy gezip nerede bir kafir varsa avlamaya çalışıyordu. halk ise bu histerik hal almıştı ve bu durumu da kötüye kullanıyordu. mesela istihbarat olarak köydekilerden bilgi alan katolik kilisesi görevlileri bir çok iftira ile de karşılaşıyordu. halk sevmediği veya çıkarı olduğu kişileri suçlu diye ihbar ediyordu. seni görevliler çağırınca ise öyle ahkam kesip ben suçsuzum diyemiyordun çünkü mutlaka bir suçtan iftiraya uğramış olabilirdin. hal böyle olunca da mecbur itiraf etmek zorundaydın yoksa ölürdün. ancak itiraf etmek bu kadar kolayken ve ölüm gibi bir sonuç da yokken neden insanlar itiraf etmiyordu?
çünkü bu kişiler inançlı kişilerdi ve yalan yere itiraf etmek günahtı. bu insanlara göre dünyada yakılmak cehennem azabının yanında hiçbir şeydi, işte bu yüzden yalan yere itiraf vermektense işlemediği suçtan yargılanıp öldürülüyordu.
suçlar büyücülük suçuydu ve kadınlar yakılarak öldürülüyordu. erkekler de fakat kadınlar daha ağırlıktaydı. ayrıca itiraf etsin diye işkence de yapılıyordu.
hatta cadı nasıl yakalanır üzerine kitap bile yazılmıştır.
bide kadınları yakmalarının nedeni onları temizlemektir, yakılarak temizlenip tanrının karşısına temiz çıkması sağlanıyormuş.