önce ki yazda bir gece. bu şehir beni öldürmüş. o kadar çok şeyi aynı anda kaybettim ki kendim de dahil... yalnızım. pencereden bakıyorum. yıldızlara. hava mis gibi sokakta yaz cıvıltıları var. bu mutlu hali insanların sinirimi bozuyor. birazdan bu camdan atıcam kendimi diyorum. en çok nerem acır acaba? kafam bence... dayanırım diyorum. sokaktakilerin keyfi kaçacak, üzgünüm diyorum içimden. telefonumu yatağa koyuyorum. pervaza dayanıp sarkıyorum. biraz ağlamak istiyorum son son. neleri sevdiğimi düşünüyorum. hepsine veda edicem.
sonra karşıma yeni taşınan komşumu görüyorum. tahmini aynı yaşlardayız, bi kaç kez kapıda karşılaştık çok tatlı bi kıza benziyor. o sesleniyor bana, bi kaç kız daha var. bisiklet sürüyorlar. parka gidiyoruz annem poğaça yaptı gelsene diyor. allahım o kadar canımı acıtıyor ki. neler vermezdim o an onun arkadaşı olup bisikletimle yanında gezmek için... anne poğaçası, çay, park, yaz gecesi... kıskanıyorum. ben atlayacağım oradan bilmiyor... hastayım sanıyor. “yok canım” diyorum içimden, “dilerim benim yaşayacağım tüm mutluluklar senin olur”ikna edemeyince beni gidiyor bisikletle..
1 buçuk yıl oldu. o kız şu an ev arkadaşım. birlikte çok bisiklet sürdük.. iyi ki ölmemişim, hala onun için mutluluk diliyorum. olmasaymışım çok zor olurmuş. bugün bana iyi ki sen varsın yoksa ölürdüm dedi. iyi ki o varmış, yoksa belki de ölürdüm...