Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve “Leyla benim içimdedir, sen kimsin?” der. Onun eriştiği mertebeyi anlayan Leyla gider ve bir süre sonra ölür...
Zira mecnun leyla ya değil, leyla nın aşkına aşık olmuştur. Bu yüzdendirki leyla, duyduğu hikaye üzerine kendisini çağırtan sultanın, diğer kadınlardan pekte bir farkın yok demesi üzerine. "Benim güzelliğimi görebilmek için Mecnun’un gözlerine sahip olmalısınız ve bana onlar ile bakmalısınız.” Demiştir.
Leyla’nın dış güzelliği, diğer kadınların güzelliklerinden üstün değildir. Kays’ın (Mecnun), Leyla’ya deli divane aşık olması, onun iç güzelliğini görmesinden ileri gelmektedir. Bu güzellik herkes tarafından görülemez. Onu yalnız Mecnun’un gözleri ile bakabilenler görebilir.
Birinin güzel saydığı şey, başkasının dikkatini çekmeyebilir. Dün delicesine sevdiğimiz şeyden, yarın bıkkınlık duyabiliriz. Bunu aşabilecek olan güç ise sevgidir. Bazılarının çirkin saydığı şey, seven kişinin gözünde çok güzel olabilir. Unutulmamalıdır ki, sevenin gözleri eksiklere kapalıdır.
Keza yine nazım ın tahirle zühre meselesi şiirinde dediği gibi;
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?