vay arkadaş.. frekans kardeş sen şaka mısın? bari azcık meclis tv izleseydin, hukuktan anlayan, yasama, yürütme, yargı nedir bilen, anayasa mahkemesinin ne işe yarayıp üyelerinin ne şekilde seçiliyor olduğunu az buçuk da olsa çevrenden bir bilene sorsaydın keşke burada saçmalayacağına.
kur'an-ın ilk emrini hayatında ilk kez uygula belki bişeyler öğrenirsin. (bkz: oku)
Herkesin pek üzerinde durmadığı en
temel yanlış, cumhurbaşkanının Meclis’teki
iktidar partisinin aynı zamanda genel başkanı
olması. Bundan daha büyük bir hata olamaz.
Yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmek demektir.
Cumhurbaşkanı, tüm Türkiye’nin temsilcisi
olması gereken kişi grup toplantısına katılacak,
MYK toplantısına katılacak. O partinin çıkarlarını
savunacak, takip edecek. Cumhurbaşkanı AKP
genel başkanı olacak, AKP genel başkanı da
yargıyı belirleyecek. AYM’yi belirleyecek, HSYK’yı
belirleyecek.
Sağduyumuzu mu kaybettik? Bir
siyasi parti genel başkanına AYM üyelerini
belirleme hakkı verilebilir mi?
Bu hiçbir şekilde kabul edilebilir değil. Kimi
aldatıyoruz? Parti genel başkanı tarafsız olarak
yemin edecek. Aynı kişi Cumhurbaşkanı
köşkünde tarafsız olacak, parti genel merkezinde
AKP’li olacak, başbakanlıkta başbakanlık
yapacak. Bu parti devletini oluşturmak demek.
Siyaseti devletin temeline sokmak demek.
Cumhurbaşkanı tek başına Meclis'i feshetme
yetkisine sahiptir. Bu yetkiye Esad sahip değildir.
Yüzde 50 yüzde yüzü feshedemez. Biz, hiç
gerekçe bile göstermeden feshedeceğiz. Kim
kimi feshediyor? Yüzde 51, yüzde 100’ü
feshediyor. TBMM, kendini normal bir siyasi
irade sergileyerek pes etmek durumunda değil.
illa 360’ı alacak. Cumhurbaşkanı AYM’nin 15
üyesini cumhurbaşkanı şapkasıyla atayacak, 3
tanesi de iktidarın genel başkanı sıfatıyla
buradaki oylamalarla belirleyecek.
AYM’yi ne hale getiriyoruz? HSYK’yı aynı
şekilde Adalet Bakanı doğrudan atıyor, beş üyeyi
yine kendisi atıyor. Geriye kalan azınlığı da
Meclis seçiyor. Nasıl seçiyor? iktidar partisinin
başkanlığı konumuna gelmiş Cumhurbaşkanın
talimatlarıyla seçiyor. Yardımcıların milletvekili
olması zorunlu değil.
Güven oyu yok. Cumhurbaşkanı kimseden güven
oyu almadan kabine kuracak. Kabine yüzde 50
ile başkanın iradesiyle oluşacak. Yüzde 50 ile
oluşan irade, yüzde 100 ile oluşan Meclis’i
feshedebilecek. OHAL KHK’sı çıkarma yetkisine
sahip. OHAL ilan etme hakkına sahip.
Anayasayı değiştirme yetkisini veriyoruz.
Farkında mısınız Allah aşkına? En küçük bir
tereddütünüz olmasın. AYM’nin kararı var. OHAL
KHK’sıyla ilgili anayasaya aykırılık iddialarını ben
dinlemem diyor. OHAL’i kimseye bilgi vermeden,
yetki almadan, tek başına ilan eden kişi o KHK’yı
da yürülüğe koyar.
Peki bu kadar büyük yetkiler kullanan birisi
denetlenebilir mi? Gensoru yok, güven oyu yok,
Meclis soruşturması yok. Denetleme mantığı
Cumhurbaşkanı dahil, bakanlar dahil,
cumhurbaşkanı yardımcıları dahil ortada bir suç
varsa verirsiniz mahkemeye anlayışıdır. O var
sadece, onu söylüyorum. Denetleme daha geniş
bir olay. illa bir cezai suç ihlali olması değil. Suç
varsa ver mahkemeye diyor. Nasıl vereceğiz?
Suçun olduğunu iddia edenlerin yapması gereken
şey önce 300 üyeyi bulup teklif etmek. Daha
sonra komisyona sevk kararı çıkarmak, 400 oyu
bulup sevk etmek.
Bir denetleme imkanı getirmenin ülke için bir
yararı yok mu? Bir suç varsa, bulursun 400’ü
mahkemeye verirsiniz mantığı. Peki mahkemeye
veririz bizi kim yargılar? Benim tayin ettiğim
AYM üyeleri. 3’ünü de dolaylı oraya getireceğim.
Bütün bunlar, bu düzenlemenin hangi anlayışla
yapıldığını gösteriyor. Biz bunu, istikrarı
sağlamak için yapıyoruz diyor. Allah aşkına
istikrar sağlamaya gerek mi var. Tek başına
hükümetsiniz, istediğinizi yapıyorsunuz. Efendim,
bugün değil, gelecekte istikrarsızlık ihtimali var.
Bugünden telaşla milleti bilgilendirmeden OHAL
altında Meclis’in etrafını polislerle kuşatarak bir
anca bunu geçirmeye çalışıyoruz diyorlar.
istikrar diye bir problem var da, istikrar nereden
kaynaklanıyor? Türkiye kan gövdeyi götürüyor.
Bunun altında bir anayasal kriz yok.
istikrar, genel olarak söyleniyor, hiçbir inandırıcı
tarafı yok. iktidar, geride bıraktığımız 15 yıl
içinde ülkeyi daha da karmaşık ortama sürekledi.
Bunun altında hiçbir anayasal gerekçe yoktur, bu
sadece iktidarın yanlış politikaları yüzündedir.
Yanlış bir Suriye, terör politikalar izledeniz,
Türkiye ödüyor. FETÖ konusunda ülke allak
bullak. Türkiye’nin sorunu anayasa sorunu değil,
ülkeyi yönetenlerin hata yapmasına imkan
vermeyecek bir düzenleme yetkisi hiçbir
anayasada bulunamamıştır. Hiçbir anayasada
siyasetçi hatasını bertaraf edecek bir taraf
yoktur.
Bu tasarı önümüzde. Ben, inanıyorum ki bu
tasarı geçerse Türkiye çok büyük sıkıntılarla
karşı karşıya kalacak. Milletin haklarını maalesef
bir tek kişiye emanet etme konumundayız.