Ülkemizde gerek Alevilik ve gerekse diğer inanç gruplarında olsun, kendi içinde dahi tek tip cenaze kaldırma töreni yapılmamaktadır. Her ne kader Sünnilikte, Diyanet tarafından bu iş tekleştirilmeye çalışılsa dahi, bölgeler arasında bazı farklılıklar var. Bu farklılıklar diğer inanç gruplarında olduğu gibi, Alevilerde de var.
Cumhuriyet döneminden, bilhassa 1950’li yıllardan sonra kırsal kesimden kentlere göç nedeniyle, Alevi gelenek, görenek ve dinsel inançlarında da bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler şehirleşmiş Sünni gelenek, görenek ve dinsel inançları doğrultusunda oluşmaktadır. Eğer bu durumlara karşı bir önlem alınmazsa, Alevi toplumun edep ve erkan kültürü, süreç içerisinde yok olma ile karşı karşıya kalacaktır.
Örneğin: Binlerce yıldır Alevi edep ve erkanlarına göre yapılan cenaze törenlerinden öylesine uzaklaşıldı ki; Alevi toplumunun anlamadığı şekilde, Arapça okunan dualar ve tekbirlerle cenaze kaldırılmaktadır.
Alevilikte: “Hak ile bir olmak”, “Hak ile Hak olmak” ve “Haktan geldik, Hakka gidiyoruz” gibi deyimler vardır. O nedenle, Alevilik geleneğinde bir kimse öldüğünde, o kişi için “öldü” denmez, “Hakka yürüdü”, “Don değiştirdi” gibi deyimler kullanılır.
Ayrıca, Alevi inancında ne cennete gitme hayali ve ne de cehennem ateşinde yanma gibi bir düşünce yoktur. Bu konuda yol ulularımız bizlere: “Eşim bana huri, evim de cennet” ve “cehennem narını” ise, insanların yaşam süresi içerisinde çektikleri azaplar olarak öğrettiler.