abisi murat yakin gibi turkce yi zerre kadar konusamayan gurbetcilerdendir. hatirlarim 98-99 sezonunda fenerbahce'ye gelen murat yakin havaalanina ilk indiginde, "neden fenerbahce?" diye soran spikerin ne sormak istedigini bir turlu anlayamamisti da spiker, "why fenerbahce?" diye homurdanmisti. simdi, bu insanlar abi kardes, dogduklarindan beri isvicre'deler. isvicre okullarina gidip turkceyi ogrenemiyorlar. ama turkceyi zerre kadar konusamasalarda anne faktoru devreye giriyor. emine yakin, ogullariyla cok ilgili, vatan millet sevgisi zirvede olan bi anne. iki oglunun da turkiye'deki sartlari bilmesine ragmen, turk takimlarinda oynamasini istiyor. nitekim de ole oluyor. iki turk asilli oyuncu, o veya bu sekilde turk takimlarinda oynuyorlar ama binbir turlu talihsizler meydana geliyor ve kuskun bir sekilde her ikisi de donuyorlar. buna ragmen, ne kadar profesyonel olursa olsun, kan bir sekilde cekiyor ve o golden sonra soka girmis, ici sizlamis bir "insan" profili ortaya cikiyor.
isvicre turkiye macini new york'ta belki de 20 turkle birlikte izledim. hatta turk formasi giymis cekik gozlu turkiye asigi iki tane de uzak dogulu vardi. hakan golunu atti ve sessizlik ... kimse kufur etmedi, kimse isyan etmedi. cunku herkes, hakan'in neler hissettigini ulkesinden cok cok uzakta daha iyi anliyordu..
arkadasim hakikaten cok zor;
dusun bi! ekmek yedigin, dilini konustugun, bayragi altinda yasadigin ve hatta milli formasini giyen 11 kisiden biri oldugun bir ulke, isvicre. obur taraftan da asil vatanin turkiye...ve malesef agzi acik bekleyen binlerce taraftar onunde aglara gitmesi gereken bir top,... bu duyguyu, bu ikilemi hayatinda kac kisi yasayabilir ki..?