basketbol denen inanılmaz zevkli sporu en hakkını vererek oynayan, seyir zevki en yüksek oyuncu. evet bazen inanması zor ama insan.
***
öncelikle, doğal tabii tutulan taraflar sonucu kötülenmesi ve uyuz olunması bu basketbolcuya. kimi takımını eleyen bir son saniye üçlüğü yüzüğünden kimi de başkasının başarısının getirdiği bir hazımsızlık sebebiyle... sonuçta kimse kabullenmek istemiyor böyle bir oyuncunun büyüklüğünü; ki nba'de dahi var böyle isimler, bruce bowen, ray allen gibi. lakin diğer yandan, böyle bir durumun ne gerçekleri ne de güzelliği değiştireceği de aşikar.
biraz bahsetmek gerekirse bir oyuncu olarak, her şeyden önce istatistikleri var ortada.
ondan sonra, görüldüğü de üzere, rakip gösterilen bazı diğer isimler gibi oyunun tek yönüne eğilmiş bir basketbolcu değil kobe bryant. yeri geldiğinde, her ne kadar hücum gücü yüzünden dikkat çekmiyor olsa da, en kritik anda en tehlikeli adamı savunmasıyla kilitleybilen, yeri geldiğinde de hem normal sezon hem playoff son saniyelerinde korkusuzca topun elinde olmasını isteyeceğiniz yegane bir adam işte. buzzer beaterlar konusunda da var mıdır daha böylesi bilmiyorum.(bir reggie miller gibi bir efsane vardı bir dönem, o da şimdi evinin bahçesinde kendi başına hala üçlük çalışıyormuş)
oyun zekası ve bilgisinin yanısıra göze aşırı derecede hoş gelen bir oyunu olması da kesinlikle onu diğerleri arasından ayıran bir olgu. şöyle bir tarafsız bakıp da kıvraklığına, hızına, estetikliğine hayran olmayan var mı ki sonuçta? zaten varsa da bir sözüm ya da tartışacak herhangi bir şeyim olmaz.
öyle ki sezon içi bazı dönemler 30-35 attığında bile, bizlere burun kıvırıp fena oynamamış dedirten, her maç 30-35 atması şaşırtmayan bir oyuncu. yine bir sezonda pek çok defa görülür 40+ ya da 50+ atması. pek şaşırtmaz. attığı sayılar demişken, bir de 81 sayılık bir toronto maçı vardır ki, tek ifadeyle akıllara zarar.
bir de son olarak, bu "ne bok olduğu çıktı işte meydana." şeklinde düşünen insanlara da, kendisinin 2008 playoff final serisinde 30 sayı ortalamayla oynadığını hatırlatır, "banane, kurtaramadı işte takımı." diyenlere de, bir geminin pruvasına geçip kürek çekmeyi öneririm.