haciz

entry17 galeri
    16.
  1. T.C.

    YARGITAY

    12. HUKUK DAiRESi

    E. 2014/4289

    K. 2014/6671

    T. 10.3.2014

    • EV EŞYASININ HACZi ( Amacının Borcun Tahsilinin Sağlanması Olup Borçluyu Taciz Etmek Ya da Baskı Kurarak Ödemeye Zorlama Maksadıyla Yapılamayacağı/Aksinin i.i.K.'nun Genel Mantığına ve Md. 85 /sona Açıkça Aykırılık Teşkil Edeceği Gibi Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması ilkesine de Ters Düşeceği - Kural Olarak Haczedilemese de Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var ise Birisinin Haczedilebileceği )

    • LÜZUMLU EŞYA KAVRAMI ( Ev Eşyası Haczi - "Para Kıymetli Evrak Altın Gümüş Değerli Taş Antika veya Süs Eşyası Gibi Kıymetli Şeyler Hariç" Mütevazi Bir Hayat Standardının Sürdürülebilmesi ve içindeBulunulan Sosyal Statünün Asgari Koşullarının Muhafazasını Temine Yarayan Borçlunun Yaşamını Sürdürebilmesi için Gerekli Olan Her Türlü Eşyanın Lüzumlu Eşya Olarak Kabul Edileceği )

    • AYNI AMACA HiZMET EDEN EŞYA ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği - Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var ise Birisinin Haczedilebileceği - Bu Halde Eski Eşyanın Borçluya Bırakılıp Muhafazası Satışı Zahmetsiz Olan Taliplisi Fazla Olacak Yeni Malın Haczedilmesi Gerektiği )

    • AYNI NiTELiKTE EŞYALARDAN BiRDEN FAZLA OLMASI ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği/Ancak Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Varsa Birisinin Haczedilebileceği - Makemece Alınan Bilirkişi Raporunda Borçlunun Evinde Aynı Nitelikte Eşyalardan Birden Fazla Olduğunun Tespit Edildiği/Ek Rapor Alınarak Karar Verilmesi Gerektiği )

    2004/m.82/1-3,85/son,336

    ÖZET : Kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifadeyle alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe dair düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta i.i.K.nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer.

    Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya "para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç" lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

    DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :

    KARAR : Borçlunun ev adresine menkul haczi için gidildiği, alacaklı vekilinin bir kısım eşyaların haczi talebinin icra müdürlüğünce reddi kararına karşı alacaklı vekilinin mahkemeye şikayet yoluna başvurduğu, mahkemenin ilk kararıyla şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyizi üzerine Dairemizce mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle şikayet konusu işlemin i.i.K.nun 82/3 maddesine uygun olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, mahkemece bozmaya uyularak keşif sonrası alınan bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

    6352 Sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 2004 Sayılı icra iflas Kanunu'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

    Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklıyla borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçluyla aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.

    i.i.K.nun 85 /son maddesinde ise "haciz koyan memur, borçluyla alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir düzenlemesine yer verilmiştir.

    Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için icra iflas Kanunu'nda ya da özel kanunda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifadeyle alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe dair düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta i.i.K.nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

    Buna göre ev eşyası yönünden, i.i.K.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendinde yer alan haczedilmezliğe dair düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Kanunun 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.

    Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir.

    Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle i.i.K.nun 366. ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    -----------------------------o---------------------------------

    T.C.
    YARGITAY
    12. HUKUK DAiRESi
    ESAS NO. 2013/32782
    KARAR NO. 2013/39098
    KARAR T. 9.12.2013

    ÖZET : Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

    Haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer.

    Haczedilmezlik şikayetine konu edilen bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre haczedilemeyeceğinin kabülü gerekir.

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

    6352 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile değiştirilen 2004 Sayılı icra iflas Kanunu'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

    Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.

    iiK'nun 85/ son maddesinde ise “haciz koyan memur, borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” düzenlemesine yer verilmiştir.

    Kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için icra iflas Kanunu'nda ya da özel kanunlarda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış başta iiK'nun genel mantığına ve 85/ son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

    Buna göre ev eşyası yönünden, iiK'nun 82/1-3 maddesinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Yasanın 16.maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.

    Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise ve birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Lüzumlu eşyanın değeri ise pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayetinin dinlenmesine engel oluşturmayacaktır.

    Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre yukarıda açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler karşısında haczedilemeyeceğinin kabülü gerekir.

    O halde, mahkemece bilgisayar yönünden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle iiK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    şu iki kararı okuyun boş boş konuşmayın.
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük