toplumsal olaylar ve kamu güvenliği kapsamında ilk başvurulan ancak genellikle 1990 öncesi teknolojiden farksız olan ve olayların çözümünde geldiğimiz noktayı gözler önüne seren durum. şimdi şöyle anlatayım;
intihar saldırısı, silahlı saldırı, gasp vb. eylemlerde milli istihbaratımız mükemmel çalışmasına rağmen olaylara önceden müdahale edemiyorya hani, bu nedenle olay sonrası ilk incelenen etraftaki mobese kameraları, binaların güvenlik kameraları gibi yardımcı unsurlar oluyor. ancak o milyarlarca lira harcanıp döşenen güvenlik kamerası görüntülerine bi bakıyorsunuz olayı gerçekleştiren kişinin yüzü 3 piksel. günümüzde en dandik cep telefonunda 10 megapiksel kamera bulunurken eşek kadar kameraların görüntüsüne bakıyorsun bırak yüzünü eşkalini, insan mı değil mi o bile belli değil. iki kol iki bacak bi kafa anca belli oluyor. 2017 yılbaşında meydana gelen olayın yayınlanan güvenlik kamerası görüntülerinden anlaşılamayacağı gibi bir durum ortaya çıkıyor.
madem böyle bir ülkede "terörle yıllardır uğraşan, her geçen gün yeni terörist eylemlerin gerçekleşmesine zemini olan" kamu güvenliği sağlanmak sorunda, belli bir standart görüntü ve belli bir kayıt yönetmeliği getirilemez mi bu durumla ilgili. şu kadarlık alanda şu kadar kamera olacak, şu açılarda olacak, şu çözünürlükte ve şu süreyle kayıt alma zorunluluğu olacak diye. çok mu zor bu tarz bi yönetmelik. bu sayede 3 liraya 5 liraya güvenlik kamerası kurduran işletmeler ve birilerinin cebi dolsun diye yandaş şirketlere taktırılan mobese kameraları görüntüleri de olayların çözümünde daha sağlıklı sonuçlar vermez mi? en azından her olayda interneti kesip, her olayda getirilen yayın yasağı yerine, en azından yapılan yolların, lmprülerin geçiş ücretleri karşılığında u teknolojiye yatırım yapılsa güvenliğimiz sağlanmış olmaz mı?
ya umarım bu görüntüler basına verilen ve daha kötü olanlarıdır da bu yazdıklarım saçmalıktan öteye geçmez.