karmaşık duygular hissettirdiği halde yapılmaya devam edilen, ne idüğü belirsiz eylem.
07.00 da kalkmak zorundasın en geç.
06.30 a kurdun.
düdüdüt çaldı. bastın "ertele" (aferin tuşu yok malesef. hepi topu, durdur veya ertele durdurdun boku yedin zaten)
tam daldın.
06.35
düdüdüt, "allahbelanı.." deyip yine bastın "ertele"
06.40
düdüdüt, hay senin "düdüdütüne" gibi aptal. offf.. bi cumartesi gelse..
06.45
düdüdüt, allam yaa bu beş dakkada bir çalıyor, seni telefon diye alanın.. neyse beş dakka daha. horrrrr..
06.50
tammmam lan, kalkıyoz. mutlu oldun mu he? (olmadı, bikaç tokat, telefonu hırpalama, abartıp ısırma falan beş dakka daha geçti)
"aceba alarm sesini değiştirsem çare olur mu bu sinir strese?" diye bi kaç şarkı müzik falan telefonda hızlı başlayan müziklerden veya sabah erken kalkıyor olma psikolojisini rahatlatayım fresh bir sabaha dönüştüreyim bu gölgeli sabahları, mutlu uyanayım. hoşa giden bi şarkı olsun en azından diyerekten alarm zil sesini değiştir yapim dersin.
misal, gece yolcuları "unut beni sevgilim" giriş güzel bi kere, uyandırıcı niteliği mevcut, hareketli olması bakımından. gel gelelim uyanırken kafa bu ya, sözlere takılırsan "uyuyorum uyuyoruuum..." aha burda bitti olay zaten. "evet evet uyuyorum". yanlış şarkı, yanlış zaman.
şimdi bazı sabahlar soruyorum kendime beni ne kadar mutlu ediyor bu erteleme hadisesi?. bilemiyorum. bilemediğim halde, ertelemekten vazgeçmiyorum. vazgeçemiyorum.