Ali babanın çiftliğine tıkılıp her beraber, türbanımızla üniversteye girer, kolumuzdaki damgalarla doktorculuk oynar, bir tokat yedik mi diğer yanağımızı uzatıp ebleh ebleh seyrederdik dünyayı. Ayağımıza vurulan sanal zincirlerle , gömülürdük. Bağımsızlık uğruna verilen tüm mücadeleler, tokat gibi çarpardı yüzümüze. Boğazda balık keyfini yaparken mandalarımız, hizmet ederdik, kılçık ayıklardık. Ne için mi gerçek özgürlük için sen türbanınla üniversteye gireceksin diye...
Farklı mıyız şimdi? Hayır değiliz doğru bildin. Senin gibi düşünenler oldukça da böyle kalıcaz.