Anadolu insanında mevcut bulunan 'anadolu irfanı' diye adlandırdığımız, meseleleri büyük bir entelektüel bilgi birikime sahip olmamakla birlikte bedahet halinde kavrayıcı ruhunun karşısında ezilen, eriyen, her defasında kaybeden, Üstadın tabiriyle "idrakleri iğdiş edilmiş" soysuz, ruhsuz, köksüz kişi.
Savunmasız bulduğu harap köşke çöken kendi eviymiş gibi sahiplenen, bu köşkün asıl sahipleri yıllar sonra karşısına dikilince hayasızca bu köşk üzerinde hak iddiası ileri süren hırsız çaresizliği de diyebiliriz.