bir çarşaf genişliğinde hayatım
savaştan söz açarken bütün eşyalar
eve dönmedim, hayrette kaldım
insan, kendine benzeyen şeylerden kaçar
suya koşan balıkçılar, yağmurdan
okunmaz olur yüzleri
bunu yalnız körler,
içerden görenler bilir
nişan yüzükleri, ıslak anneler
kışlaya doğru yuvarlanırken
gökyüzünün de aklı var elbet
aklından geçirdiği kuşlar
bıçak satan bir kadının
oturduğu gazetenin üstünde...
günler, kendine sarılmış palaska
savaştan söz ediyor bütün eşyalar
birbirine girmiş lehçeler,
çaydanlıkta kaynayan su
evleri batkın nice kara kardeş
gökyüzünü de aklı var elbet
yemin törenleri dışında
çarşı izninde oluyor güneş