ezikliğin hangi tarafta olduğunu anlayamadığım durumdur.klavye başında delikanlı olan mı yoksa onu eleştiren mi?bir insan günlük hayatında kendini "ezik" veya eksik hissediyor olabilir.veya bu durumdaki gibi başkaları tarafından "ezik" diye adlandırılıyor olabilir.bu durumda bence "eksik" ve "hasarlı" olan eleştiren taraftır çünkü bu kişinin davranışları kendine dokunmaktadır ve belki de onu kıskanmaktadır.hayır anlayamadığım nedir bu insanları "ezik" diye nitelendirme olayı?ya lan sen kimsin de ona buna ezik diyorsun?dünyanın en zeki en "üstün" insanı mısın sen?adam isterse dışarda "delikanlı" olur isterse klavye başında.sana ne?ha eğer o kişiye çok yakınsanız ve bunu kaldırabiliceğini düşünüyorsanız şaka niyetine söyleyebilirsiniz belki.onu anlarım.ama nedir bu başkalarına karşı nefret?insanları genellemeye,daha da ileri gidip ezmeye çalışmak?sen delikanlı oldun da adam mı oldun sanki?tabi bu insanların "ezik" anlayışlarını da ele almak lazım.bu "üstün" insanlara göre sessiz,sakin,kendi halinde olan insanlar,eğer bir kaç kusuru,tiki miki varsa kesinlikle "ezik"tir.söz konusu denyolar(ezik deyince hoş tabi),dışarda da delikanlı,klavye başında da delikanlıdır.kendilerini o ezik kadar iyi ifade edemezler belki.o asosyal(evet asosyal olduğu için de ezik olur çünkü insan) kişi senden daha deneyimlidir irc de , mirc de ,msn de ve bilimumlarında,bir kaç şey yapar,tüm zamanını orda geçirir.ama sana dokunur.eziktir çünkü!
