insanın varlığını kendine konu edinen Varoluşçuluk, 1940 ve 1950’lerde savaş sonrası Avrupa’da ortaya çıkmıştır. insan varlığı ile ilgilenen bu düşünürler haliyle kendi hayatlarıyla da uğraşıyorlardı. Ruhsal çöküntülerle dolu, ilaçlara bağlı, yaşadıkları toplumdan itilmiş hayatlardır.