Grup Munzur, sanat faaliyetine dört kişi ile izmir'de başladı. Ancak kültürel ve sanatsal çalışmalar için gerekli altyapının olmaması nedeniyle grup elemanları 1993'te istanbul'a taşındı. Bundan sonra, genişleyen kadrosuyla Grup Munzur, çalışmalarını daha profesyonelce yürüttü.
Ancak özellikle muhalif kimlikli müzik gruplarının karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri olan çalışma mekânı sorununu, Grup Munzur da yaşadı. Düzenli çalışmalar için uygun bir mekânın olmaması nedeniyle, çalışma yeri olarak dernek ve sendikalara yöneldiler.
24 Temmuz 1994 yılında Okmeydanı'nda açılan " Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi " ile birlikte grubun çalışma mekânı sorunu çözüldü. Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi'nin bir ünitesi olarak çalışmalarını sürdüren Grup Munzur, kitlelerle birlikte yaşayarak, onların taşıdığı ilerici öğeleri alarak halkın sanatını yapmayı amaç edinen bir gruptur.
Grup Munzur, alternatif kültür merkezlerine ve muhalif kimliklerinden ödün vermeyen müzik gruplarına yönelik tüm baskılara ve sindirme hareketlerine rağmen, müzik çalışmalarını sürdürmektedir.
Eserleri
Grup Munzur'un beslendiği kaynak elbette ki halkın yaşantısı, sorunları ve onların yıllar öncesinde yarattıkları halk türküleridir. Bu anlamda, farklı milliyetlerden oluşan halkların ezgilerine yer vermeyi ihmal etmemiştir.Var olan koşullardaki aksaklıkları ya da bilinci müziği kullanarak insanlara ulaştırmaya çalışan bir müzik grubudur. Başka bir deyişle, sanatı, daha güzel bir dünyanın yaratılması savaşında kültürel bir araç olarak kullanmanın gereğini kavramış bir müzik grubudur.
Grup Munzur'un çıkardığı albümler, grup üyelerinin yaşadıklarından öğrendikleriyle elde ettikleri birikimlerin sanat eserine yansımaları olarak kabul edilebilir.
Grup Munzur'un ilk albümü, " Babanın Türküsü/Onların Kavgası" istanbul'a ilk geliş döneminde, çalışma mekânı sorununun olduğu bir dönemde çıkmış olan bir albümdür. Bu koşulların beraberinde getirdiği aksaklıklarla, ilk albüm olmasının getirdiği kimi eksikliklere rağmen, yüzü ileriye dönük ürünlerin bir arada toplandığı bir albümdür, " Babanın Türküsü/Onların Kavgası" .
1995 Eylülü'nde ikinci albümleri " Hep Birlikte'yi " çıkarır Grup Munzur. Sisteme karşı gelişen toplumsal muhalefetin kültür ve sanat cephesinden bir karşı duruşu temsil eden albüm, halka dayatılan, onu yozlaştıran kültürel ürünlerin karşısına, alternatif kültürel ürünlerin niteliği hakkında ipuçları taşıyan nitelikler taşımaktadır.
" Tutuşturun Geceleri " adını taşıyan albüm, günlük yaşantıdan ve doğal olarak bu yaşantının içinde yer alan mücadeleden beslenen Grup Munzur'un, ilk iki albümün deneyimlerinden faydalanarak, kendi çizgisinde çıkardığı bir albümdür.Aşık Veysel'den geleneksel Kürt ve Ermeni ezgilerine ve grubun kendi bestelerine varıncaya dek, geniş bir çerçeve içerisinde değerlendirilebilecek ürünleri topladı, bu albümde, Grup Munzur.
Halk Türküleri'ne ağırlık verilmiş olan " bahara çağrı " albümünde Grup Munzur'un da eserleri bulunmaktadır.Müzikal alt yapısıyla dikkat çeken albümün düzenleme ve yönetmenliğini de grubun kendisi üstlenmiştir.
Eserler; Türkçe, Kürtçe, Zazaca ve Lazca'dan oluşuyor.Albüm diller ve halklar arasında kardeşliği tema alan bir konsepte sahip.
Çonaşkimi Lazca bir eser.Eserin söz ve müziğini yazan Erdal Bayrakoğlu aynı zamanda gruba eşlik ederek bu eserin solistliğini yaptı.
Zazaca eserleri ise Serva Dinu,Xozato,Ewro Hire Asmio oluşturuyor.Söz ve müzikleri Şervan Barihas'a ait olan Ewro Hire Asmio,Dersim'de bir öyküyü anlatıyor.Serva Dinu ve Xozato adlı eserlerin söz ve müzikleri grubun kendisine ait.
Bir semah türküsü olan ve sözleri Pir Sultan Abdal'a ait olan Ötme Bülbül,orijinalinden farklı bir biçimde seslendirilmiştir.
Albüm Xezalê isimli bir Kürt Halk Ezgisiyle sona eriyor.Sözleri ve müzikleri anonim olan eser,bir halaya davet türküsüdür.