erişebilmenin şartı varlığını kabul etmekten geçer. "mutlak hakikat var mıdır veya yok mudur" sorusuna "evet vardır" diyorsanız ikinci aşamaya geçebilirsiniz. belitimizi bu şekilde oluşturduğumuzu varsayarsak, mutlak hakikate yani mutlak bilgiye erişmemizin duyularımız vasıtası ile gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şey olduğunu da anlamamız gerekir sanırım. mutlak bilgiyi anın içerisinde arıyorsak buna erişmemiz imkansızdır çünkü bizim gördüğümüz an aslında bir geçmiştir ve işin içine bizim yorumlamamız katıldığı için gerçekliğin kendisi bozuntuya uğruyordur doğrudur. ancak mutlak bilginin anın içerisinde yatıp yatmadığına dair kesin bir şey de söyleyemeyiz. ortada eksik bir şey var ki o da bence ölüm dediğimiz kavramdır. ölümden sonrası mutlak bilgiye açılan bir kapı olabilir. belki de mutlak bilginin anın içerisinde yattığı düşüncesinin dışına çıkarsak yaşadığımız süreç boyunca onun kendisinden öte bir şekilde yansımalarına tanık olup bunları kendimizce yorumlayarak algılıyoruzdur. belki de mutlak bilgi dediğimiz şey bu evrenin dışındadır. belki de ulaşılabilecek mutlak bir bilgi hiç yoktur.