bir şafak vakti izmire gidiyoruz. o zamanlar üniversitedeyim. peder bey var yanımda. hatundanda yeni ayrılmışım ruhsal bir yıkım her yerimden belli oluyor. aile evine yaptığım kısa ziyarette de bende bir gariplik olduğu sezilmiş babam tarafımdan ama konuşmamışız. zaten pek konuşmayız.
neyse efenim. şafak sökmeye yakın balıkesiri geçiyoruz. yolda sis var bir ince. gariptir babam ''ne oldu o kızla ayrıldınız mı siz?'' diye sordu. ''he yaa'' dedim. çekinirim böyle şeyleri konuşmaya. uzatmak istemedim.
sonra babam eskilerden bir aşk hikayesi anlatmaya başladı. gençliğinden. dinledim, dinleyince gaza geldim. biraz da ben bahsettim.
kahpe felek yaptı o sırada yapacağını. yol için hazırladığım playlistten şu şarkı çalmaya başladı.
ben sinirimi yoldan ve şeritlerden çıkardım. babam iki sigara yakıp birini bana uzattı. camı iki parmak araladık. motor sesi ve rüzgarda bize eşlik etti.
dünyanın bir yerlerinde iki farklı zalim, göğüs kafeslerinde bir sıkışma hissederek uyandı o vakit. iki kadın affedildi.
