Kullanılmadığı ya da kullanım fırsatı yaratılamadığı için gereksizmiş gibi görünen bir dilin türk eğitim sistemi içeisinde özellikle m.e.b'e bağlı resmi kurumlarda iş icabı bir ders olarak devşirme eğitim politikaları ve göstermelik kaynak aktarımı ile materyalden yoksun bir şekilde tamamen öğretmenlerin inisiyatifine bırakılmış bir süreç halinde işletilmesinden kaynaklanan gereksizliği dilin kendisinden eğitim-öğretim sisteminin diğer tüm derslerde olduğu gibi karaktersizliğinden kaynaklanan çıkarımdır. Yani dil emperyalizminin ekmeğine bal sürmeden de bu iş gayet güzel yapılabilir. Bilindiği üzere dil öğretimi 4 temel beceri üzerine kuruludur. Ancak akademik açıdan bizi rahatsız eden şey konuşma ve dinleme açısından dilin kullanım alanının emperyalizmin kuşatması altındaki ulusal topraklarda anadilin önüne geçeceği sanrısıdır. Oysa okuma ve yazma gibi akademik boyutta herhangi bir yabancı dil bilgisi sayesinde kaynaklara doğrudan ulaşıp geniş bir akademik farkındalıkla entellektüel boyutun da ötesinde dil öğrenmenin kişisel gelişim üzerindeki etkisi de yadsınamaz. Bugün okullarda öğretilen dil turist gördüklerinde çocukların aptal tanışma diyalog kalıplarının kullanılmasının ötesine geçmeyen fasit bir kullanım sürecidir . Elbette kullanılmayan bir şeyin de gelişmesini beklemek ahmaklıktır.
Devlet Okullarındaki ingilizce dersleri de emperyalist tekellere karşı yürütülen bir yıkama - yağlama sürecinden başka bir şey değildir. Bakın biz sizin dilinizi öğretiyoruz sloganıyla birilerinin götüne yamanma zorunluluğundan ibaret ve dil öğretimini hiç bir zaman gerçekten hedeflememiş bir süreçtir.
Lise'de materyal olarak m.e.b'in sunduğu kitap 1980 tarihli bir kitaptır. Ver dilbilgisini ver kökle! *