yılbaşı kutlama olayının eski türklere ait olması

entry9 galeri
    1.
  1. Kendisini gururla "Türk" olarak adlandıran herkesin Nar-Dugan bayramını kutlarım.

    Noel' in kökeni Türkler' den!

    Muazzez ilmiye Çığ
    18.12.2007

    "Türklerde Çam Bayramı

    Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir “Akçam Ağacı” bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’ in sarayına kadar uzuyor ve buna “hayat ağacı” diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde bulabiliriz.

    Ülgen, insanların koruyucusu; Sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor.

    Türklerde güneş çok önemli. inançlarına göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor.

    Bu, güneşin yeniden doğuşu, bir “Yeni doğum” olarak algılanıyor Türklerde. Bayramın adı “Nardugan”. “Nar = Güneş”, “Tugan/Dugan” da “Doğan”, yani "Doğan Güneş" ve “Çam Bayramı”.

    Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. işte bu güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu Türkler, büyük şenliklerle “akçam ağacı” altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi, diye Ülgen’ e dualar ediyorlar. Duaları tanrıya gitsin, yılı iyi geçirdik, diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar tanrıdan…

    inanca göre, bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş. Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor, ağacın etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyor. Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. (Yedikleri, yaş ve kuru meyveler yanında, özel bir yemek ve bir tür de şekerleme.) Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, uğur geleceğine inanıyorlar. Bu gün dönümünde fena olanlar iyi, cimri olanlar eli açık oluyor. Yeraltında kütülüklerin, aynı zamanda gök tanrısı Ülgen’ in kardeşi olan Erlik' de o gün iyi ve eli açık olarak sırtında kürklü kaftanı, başında kırmızı başlığı ve ayağında çizmeleri elinde torbası ile hediyeler dağıtıyor, diye düşünülüyor. Bu Noel baba kıyafeti eski Türk kıyafeti. Geyik, Sibirya’da yaşayan Türkler için kutsal olmaz mı? Türkler bu bayrama "Çam Bayramı" da diyorlar.

    Yazılana göre, “akçam ağacı” sadece Orta Asya’ da yetişiyormuş. Mesela, Filistin’ de bu ağacı bilmezlermiş. O yüzden, bu olay Türklerden Hristiyanlara geçmiştir. Hristiyanlar, Hunların Avrupa’ ya gelişlerinden sonra onlardan görerek almışlardır bu töreni, deniyor.

    isa’ nın doğumu ile hiç ilgisi yok! Doğum, güneşin yeniden doğuşu. (Bu geleneğin Asya Türkleri arasında değişik şekillerde yaşadığını öğreniyoruz). Bu arada Anadolu’ nun bazı yörelerinde de düğünlerde çam götürüldüğünü, onun etrafında oynanıldığını da öğrendik. Yazıya gerek olmadan geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak binlerce yıl süre gelmiş olduğunu görüyoruz.

    Ansiklopedilerde yazdığına göre, isa evrenin nuru, güneşi olarak algılanıyor ve bu olayın Pagan halklardan alınıp isa’ ya yakıştırıldığı yazılıyor. imparator Konstantin (324-337) zamanında iznik’ te toplanan konsülde, 22-Aralık’ ta güneşin doğumu için yapılan bu “Pagan Bayramı”, isa’ nın doğumu olarak 24-Aralık’ a alınıyor ve buna da “Noel Bayramı” deniyor. (Batı kilisesi [yani Katolikler], 25-Aralık’ ta kutluyorlarmış bunu.) Çam süsleme ise, ilk olarak 1605’ te Almanya’ da görülüyor ve oradan Fransa’ ya ve diğer Hrıstiyan ülkelere geçiyor.

    Ne kadar ilginç değil mi? Batı, en büyük bayramını göçebe ve ilkel (!) olarak tanımladığı Türklerden yürütmüş! Yeni yapılmakta olan çalışmalarla Batı’ ya Türklerden kim bilir daha nelerin geçtiği ortaya çıkacak! Belki de yazının ve dillerin anasının da Türkler olduğu kanıtlanacak.

    Nar-Dugan şöleni hakkındaki bilgi, Azerbaycan’ dan Sayın Adnan Atabek ve iran Azerbaycan bölgesinden Sayın Aref Esmail Esmailin’ in gönderdikleri yazılara ve de en önemlisi, Kıpçaklar: Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi, Murat Adji, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, s.47-50 Ankara 202. dayanmaktadır.".

    Bu yazıyı facebook ta gazeteci banu avar'ın gönderilerinin birinin altında yorum olarak buldum yazı ilhan altay adlı bir abimize ait hakkını yemeyelim.
    3 ...