hıncahınç kalabalıklardan
sinsi adımlarıyla
gelip de yanında duran,
herhangi bir insan...
kim?
yalnız kaldığını zannettiğin
Issız tenhalarda
zehirli gülüşü ve hoşmedileri yalan olan...
seni karşılayan
kim?
bir cenin gibi doğup korkularından
efsunlu nefesiyle gelip kulağına
her dilden şarkılar fısıldayan,
cüzzamlı yüz, tuhaf gülüş
vaadi lüks ve makam olan
kim?
şuh bir dilberin dudağından
yol bulup seni saran
kibir tohumlarını kalbine atan
ve alkışlarda adını çağıran yılan
kim?
gündüz gölgende yer bulan
gece siyah elleriyle düşlerini saran
kim?
ateşe dönmüşse ensen odur orda dolaşan
artmışsa kalbinin ritmi odur tempoyu tutan
“ben, ben” diye davullar çalan
öfkelendiğinde aklını yerinden alan
kim?
oysa apaçık düşmanken
aldandı mı ona insan?
eyvah!
yoksa yine mi kazandı
şeytan?