hayatımda beni en çok etkileyen insanlardan biri oldu, en çok etkileyen şehitlerden. her zaman bu fikri desteklerim, insan ölürken şehit olmaz, yaşarken şehittir. halil abi de böyleymiş, ölene kadar tanımadik onu, bilemedik ismini ama yaşarken şehit gibi yaşamış olanlardan. 15 yaşında 28 şubat süreci dolayisiyla hapse girip, idamın da ucundan dönmüş bi abimiz. kumandan salih mirzabeyoglu gibi haksızlığa rağmen, hapislere rağmen yılmamış bir abimiz. asla davasından vazgeçmedi; hiçbir engel, hiçbir sorun ona mani olmadı. bir sabah namazında mihrimah sultan camii'nde allah hepimize şehadet nasip etsin derken bilemedik şehit olacağını. ama yazdığı tivitlere, konuşmalarına bakınca allah onun kalbine şehit olacağı hissini yerleştirmiş. bizlere de nasip et allah'ım. vallahi bu yiğit adamı gördükçe gözlerim doluyor, böyle bi insanı tanımak isterdim. annem de bu yiğidi ilk işittiğinde, bu adam karakteriyle, hal ve hareketleriyle sana çok benziyor, ölürken hal hareketi bile sana benziyor. vallahi sizlerden birine bir sey olsa yüreğim sızlamazdı, ben hepinizi vatana feda ettim demişti. inşallah allah bize de şehitliği nasip eder. böyle ölmesek de bu ağabeyimiz gibi yasamak nasip olur inşallah. eyy halil kantarcı, biz şehadetine şahidiz! insallah senin gibi bir yiğitle cennette tanışırız.
son olarak ülkemizin ve ümmetin şu zor günlerini gördükçe şu tiviti surekli aklıma geliyor:
kendimiz için değil belki ama masumlarımız için, yüzmeyi, silah kullanmayı, dövüşmeyi ve hatta öldürmeyi öğrenmeliyiz. dedelerimiz gibi.