kızıl bir gök getiriyorsun. ardından ağaçlar alev alıyor. şehri bırak, beni al diyorsun. gök yanıyor. uçaklar iniyor. atlar koşuyor. Halep, Şam yahut Türkiye. diyorsun, olan bize oluyor. herkes konuşuyor. kavgaysa kavga, duaysa dua ancak herkes konuşuyor. çıkmadan evlerden, sokaklarda dolaşmadan gün bitiyor. diyorsun, evet akşam oluyor. kızıl bir gök, haşim'inki gibi. denizler çirkin ve tuzlu. havada ağır koku. semt beni çağırıyor diyorsun. ömrünün ne kadarını yaşadın. kaç kapı süpürdün. ve niçin karıncalandın, niçin karardın. zaten geleceği Yok kimsenin, kaldırın sofrayı!