90'lı yılların ortasında, fırtınalı internet günlerine mirc ile feci bir şekilde girmiş, internet kafedeki internet bağlantısı ile sohbet odalarında yardırmanın çok büyük keyif olduğunu düşündüğümüz zamanlar. ve de, internetten hatun düşürme, hatunla tanışma ile ilgili muhabbetlerin şiddetlendiği; hangi nick ile dikkat çekerim de selamıma karşılık alırım diye düşünülen zamanlar. ve de, yabancıların takıldığı chat odalarının ayrı bir havasının olduğunu düşünmeye başladığım bir dönem. türkçe kanallarda slm yerine farklı arayışlar içine girip de; merhaba, selam canım ve hatta bana 1 harf yazanın 1000 yıl kölesi olurum tarzı öte yaklaşımlarla selama karşılık alınmaya çalışılan tuhaf bir dönem işte.
ama gelin görün ki, yabancı odalar kısmen daha rahat. niye derseniz; türkçe kanallarda sahte bayanlar türemiş iken yabancılarda bu oranın düşük olması, daha rahat havadan sudan ve farklı konulardan bahsedilmesi ve ne yalan söyleyeyim; zeki insanla karşılaşmaya daha fazla değer vermeleri nedeniyle filipinli ve türevlerinin takıldığı bir nete takılmaktayız. o kadar tasvir yaptım ki olay kuş kadar kalacak
neyse, böyle bir gün hi honey diyerekten selam verdiğim bir hatunla konuşuyorum. daha dakika bir gol bir resim muhabbeti açıldı. bende olmadığını ama onunkini görebilirsem mutlu olacağımı söyledim. o da bana bir link verdi.
linke basmamla karşıma öyle bir şey çıktı ki... kötü anlamda söylemiyorum, ama resimdeki bir insan bu kadar mı güzel olur diye bir düşünce sardı. iltifatı yapıştırıverdim... yanıt yok. utanıyor musun dedim... yine yanıt yok. birşeyler geveliyorum... yanıt yok. en son yalvardım bile ne olur bir cevap ver, bak bir harf yaz bari... yok.
işte bundan aylar sonra bot denilen olayın ne olduğunu anladım efendim. (bkz: mallık)
daha sonraki dönemde bot deşifre etmeyi öğrensem de, kanalları botlar basmasına müteakip mirc'ten bayma sonucu olayımız bitti.