Evrimden gelen çoğalma arzumuzu en iyi gerçekleştirebileceğimizi düşündüğümüz sağlıklı bireylerin dışında kalan insanların bizdeki algısıdır. insanın var olduğu andan bu yana, güzellik algımızda, güzel olanın neliğine dair görüşlerimizde değişim olsa da, bizi güzel ve çirkin ayrımına iten kriterlerin temelinde aslında birlikte, sağlıkla çoğalmamızı sağlama olanağı yatar. hemen hemen herkes tarafından yüceltilen aşkın motivasyonu da aynı şekilde, bu arzumuzun modern kılıflara sokulmasından başka bir şey değildir. aşk konusuna çok fazla girmek istemiyorum.
çirkin ve ya güzel olarak değerlendirilen nesnenin ne olduğuna baktığımızda, söz konusu olan şey, eğer bir obje ise, işler biraz değişmektedir. sanatın çeşitli formlarına baktığımızda mevcut olan estetik düşüncenin, insanlara bakarken takındığımız estetik tavırdan ne denli uzak olduğunu görürürüz. manet'nin kuşkonmaz tablosuna bakalım:
günlük hayatta oldukça önemsiz görünen kuşkonmazın bir tabloda resmedilişinde aldığımız estetik hazzın sebebi nedir? onu güzel kılan unsurların dikkati çeker hale getirilmesi, onun sıradanlığının, gerekli fırça darbeleriyle aşılması sayesinde bu kuşkonmaz tablosuna saatlerce bakabiliriz. içimizde uyanan o hoş duygulara bırakırız kendimizi. bu tabloyu, evin bir duvarında bir süs objesi olarak hayal edebiliriz.
bir de lucien freud'un Benefits Supervisor Sleeping isimli tablosuna bakalım:
aşırı kilolu olması yüzünden bıngıl bıngıl vücuduyla kanepeye uzanmış bir kadın figürünün tasvir edildiği bu tablonun amacı tam olarak nedir? 'çirkin sanatlar' diye ayrı bir kategori mi düşünülmelidir yoksa kuşkonmazda bahsedilen temel unsurların benzerlerinin bu kadının algılanışında da yattığını mı söylemeliyiz? bu tabloyu 'güzel' kılan nedir? sıradanlığa, çirkinliğe başka bir gözle bakma cesareti midir güzel kılan?
güzel olanın diyarını düşündüğümüzde şüphesiz birçoğumuzun gözünü diktiği moda sektörüne gelirsek, sayısız örnek verebiliriz. kemik yapısını etkileyen sıra dışı bir hastalığı olan ünlü modellerden Melanie gaydos'a bakalım:
podyumda ve foto modellikte yer etmeyi başarmasının sebebi, büyük ihtimalle onun eşsiz oluşudur. ancak alışılmışın dışında yüze sahip olan bu kadınla yolda karşılaşsaydık, gözlerimizi kaçırmaz mıydık? peki, modada ne işi var bu kadının? ona başka gözle bakmamızı sağlayan eşsizliğiyle harmanladıkları stili olabilir mi?
modern dönemde insanları çirkin ve güzel olarak ayırırken, neden sanat formlarında ya da moda dergilerinde bize güzel olarak sunulan ya da güzel yanları fark ettirilen objelere takındığımız tavrı değil de, oldukça ilkel olan en başta bahsettiğim arzuya teslim ediyoruz kendimizi? neden insanın neliğini ve olasılıklarını yalnızca görüntüsüne indirgiyoruz? görüntümüz dışında var olma imkanımızı her geçen gün yok ederken, neden insanın bir yapboz parçalarından ibaret olmadığını hatırlayamıyoruz?
bu beceriksizliğimiz yüzünden birini sevme imkanımızı ve birinin sevilmeye dair umudunu yok ediyoruz. keşfetmiyor, merak etmiyoruz. her şeyin saf görünüşten ibaret olduğu düşüncesine kendimizi teslim ediyoruz.