araba olarak bir tane 1957 ya da 58 model mercedes 300sl, bir tane de ferrari "dino" 246 gt alırım.
taksimde 1900'lü yılların başından kalma binalardan birinden bir daire alırım. yakın bir yerde de zengin içerikli bir stüdyo düzerim ve kendimi müziğe veririm. rickenbacker 4001 ve travis bean tb1000 başta olmak üzere hayallerimi süsleyen enstrümanları da envanterime eklerim.
bunlar bitince kaba bir hesapla 52 milyon kalıyor. 15 milyonu aileme veririm, 7 milyonu da temelini, kurucularını ve destekçilerini iyice araştırdığım ve gerçekten tek amaçları ihtiyacı olanlara yardım etmek olan her türlü örgüte ve derneğe dağıtırım. kalan 30 milyonun 20 milyonunu altına yatırır, geri kalan 10 milyonu da bankaya faize yatırırım. altın almamın sebebi ise tamamen en kötü ihtimal düşüncesi. dünyada nasıl bir ekonomik değişim olursa olsun, altın değer kaybetmez. benim bildiğim kadarıyla altın ufak oynamalar dışında hiçbir zaman büyük bir değer kaybı yaşamamıştır. yapacağım bu yatırımla, tüm ekonomi çöküp medeniyet ve dengeler yeniden oluşmaya başlasa dahi ben yine elimdeki büyük miktardaki altın sayesinde zengin olarak hayatıma devam edebileceğim. asıl gelecek garantisinin bina, arsa falan değil de yüzyıllardır onca olaya ve değişen hükümdarlıklara, değişen dünyaya rağmen hala maddi olarak yüksek değeri olan bir maddeye yatırım yapmak olduğu düşüncesindeyim şahsen.
gelelim planladığım yaşam akışına. akşamları çıkar barda cafede çalarım, belki bir de grup kurarım ya da bir gruba katılırım. üniversite hayatım bitene kadar böyle takılırım, üniversite bitince baktım gelir gider oranım dengeli**, zevk de alıyorum o zaman devam ederim. olmadı asıl mesleğime atılır ve ek iş olarak amatör piyasayı takip edip yetenekli bir veya birkaç grubu/sanatçıyı desteklerim, prodüktörlüğünü yaparım. hem müzikten uzak kalmam hem de hayatıma zevk katarım.