Eski genel müdürlerden Cem Duna ve Yücel Yener, eski genel müdür yardımcılarından Nuri Çolakoğlu ile 1988'den beri TRT'de muhabir olarak çalışan ve TRT personelinin örgütlendiği KESK'e bağlı Haber-Sen Merkez Yürütme Kurulu üyesi olan Osman Köse, tasarıya ve iddialara ilişkin görüşlerini NTVMSNBC'ye açıkladılar.
Tasarıyla TRT'nin yapısında öngörülen değişiklikler ve iddialar şöyle:
EMEKLi OLANA YÜZDE 30 FAZLA iKRAMiYE
TRT yönetiminde 2004 yılından bu yana değiştirilmeyen yönetici kadrosu kalmadı. iddiaya göre tasarının amacı, TRT'nin deneyimli yayıncılarını önce pasif hale getirip sonra yıldırma politikası ile tasfiye etmek.
Tasarıyla bazı daire başkanlıkları kaldırılıyor, birleştiriliyor, adı ya da yapısı değiştiriliyor. Bu dairelerde çalışanlar, yasa çıktıktan sonra üç ay içinde görevleri sona erdirilerek aynı derece/kademeli "araştırmacı" ünvanlı kadrolara atanacaklar.
Kanun çıkınca emeklilik hakkını kazananlar ile yıl sonuna kadar emeklilik hakkını kazanacak olanlar, 3 ay içinde emeklilik başvurusunda bulunurlarsa emekli ikramiyeleri yüzde 30 fazlasıyla ödenecek.
Yayın Denetleme Kurulu'nun adı "Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu" olarak değiştirildi. "Araştırmacı" kadrosuna atanacaklar arasına Yayın Denetleme Kurulu Üyeleri de eklendi. Böylece, Yayın Denetleme Kurulu üyeleri de tasfiye edilerek yerine kendi ideolojileri doğrultusunda "denetim" yapacak ve sorun çıkarmayacak kişiler atanacak.
TRT Yönetim Kurulu; genel müdür, Bakanlar Kurulu tarafından atanacak genel müdür yardımcıları arasından 2 üye ile elektronik veya kitle iletişim araçlarından 1; hukuk alanından 1; işletme, iktisat veya maliye alanlarından 1; satan veya kültür alanlarından 1 kişi olmak üzere seçilen ve atanan 4 üyeden oluşacak. Dışarıdan seçilen yönetim kurulu üyeleri, RTÜK tarafından her bir alandan teklif edilen 2 kat aday arasından Bakanlar Kurulu kararı ile atanacak. Genel müdür yardımcılarının atanmasında, 15 yıllık devlet memurluğu yapması şartı aranmayacak. Genel müdür yardımcısı, kamu kurum ve kuruluşlarında veya televizyon, radyo, haberleşme, bilgisayar, telekomünikasyon, elektronik, kitle iletişimi, hukuk, işletme, iktisat, maliye, ekonomi, sanat veya kültür alanlarında en az 12 yıl hizmeti bulunanlardan atanabilecek.
YÜKSEK MAAŞLA SÖZLEŞMELi PERSONEL?
Kurumun 7 bölge müdürlüğü kapatılacak; taşra teşkilatı, Genel Müdürlüğe bağlı müdürlükler ve haber bürolarından oluşturulacak. Kurum, yurt dışında büro açabilecek, bu bürolarda personel çalıştırabilecek. Özel bilgi ve ihtisasından yararlanmak üzere en fazla 10 Genel Müdür Müşaviri istihdam edilebilecek.
Yayın, yapım, teknik ve bilişim hizmetlerini yürütmek ve 300'e kadar sözleşmeli personel alınabilecek. Bu personelin sözleşme usul ve esaslarıyla ücretleri, Yönetim Kurulu’nca belirlenecek; maaşlar 10.000 YTL'ye kadar çıkabilecek. Personelin KPSS'ye girmesi şartı aranmayacak; kurum içi sınav yapılacak.
TRT'nin iç işleyiş ve yayın faaliyetinde hayati önemde olduğu belirtilen Koordinasyon Kurulu ortadan kaldırılıyor.
TRT özerk olduğu halde, kurum personelinin özlük haklarına ilişkin düzenlemenin RTÜK'ün onayına sunulması Anayasa'ya aykırı olarak değerlendiriliyor.
Kurumun sağlıklı bir mali yapıya kavuşturulması amacıyla yasada değişiklik yapılacağı belirtilirken, 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılmıyor.
GENEL MÜDÜR'ÜN MAAŞI 50 BiN YTL Mi?
TRT Genel Müdürü ibrahim Şahin, aynı zamanda Türk Telekom AŞ Yönetim Kurulu'nda Başkanvekili olarak görev yapıyor. Yakın gelecekte Türk Telekom ve TRT işbirliği ile yayıncılık sektörüne yönelik ortak oluşum ya da çalışmaların gündeme gelmesi durumunda, TRT Genel Müdürü'nün masaya hangi şapkayla oturacağı tartışmalıdır. Bu durum TRT ve Türk Telekom lehine haksız rekabet yaratır.
CHP'li Muharrem ince, dün basın toplantısı düzenleyerek TRT Genel Müdürü ibrahim Şahin'in maaşını gündeme getirdi. Şahin'in maaşının TRT'den 6 bin YTL, Telekom'dan da 8 bin YTL olarak açıklandığını hatırlatan ince, konuyu araştırdıklarını, maaşın 50 bin YTL olduğunu öğrendiklerini ileri sürerek Şahin'in istifasını istedi.
Bu iddialar ve Kürtçe yayına vize düzenlemesine ilişkin, kurumun eski yöneticileri Cem Duna, Yücel Yener ve Nuri Çolakoğlu ile halen kurumda muhabir olarak görev yapan Haber-Sen yöneticisi Osman Köse; NTVMSNBC'ye şu değerlendirmeleri yaptılar:
CEM DUNA: iNANDIRICILIĞI BAĞIMSIZLIĞINA BAĞLI
TRT'de yapılması gereken şey TRT'yi belediye hoparlörü olmaktan çıkarmaktır. Çünkü TRT inandırıcılığı hâlâ çok yüksek olan bir kurum. Bu inandırıcılığın özerklik ve bağımsız mali birim ile desteklenmesi gerekir. TRT'nin özerkliğine siyasi müdahalelerin yapılmasını normal karşılamam. Çok değerli bir kuruluştur, kıymetini bilelim. Ve günlük hesaplara alet etmeyelim. Bana kalırsa yayınlar 600-700 kişiyle de yapılır. Mükemmel bir altyapısı olduğu için özel televizyonları da silkeler.
KÜRTÇE YAYIN YAPILACAKSA, TRT YAPMALI
TRT'nin Kürtçe ve benzeri dillerde yayın yapmasını gayet doğal karşılıyorum. Çünkü bunu TRT yapmazsa başka kanallar yapmaya kalkacak. Böylelikle çok daha dağınık ve tutarsız bir politikayla karşı karşıya kalmaktansa, hiç olmazsa TRT bunu belirli bir bilinç ve disiplin içinde yapacaktır. O bakımdan eğer Kürtçe yayın yapılacaksa bunu TRT'nin yapması en doğal süreçtir diye düşünüyorum.
YÜCEL YENER: KÜRTÇE YAYINI 2003'TE REDDETTiK
Yücel Yener, 18 Temmuz 1997'de TRT Genel Müdürlüğü'ne atandı. Dört yıllık görev süresinin dolmasından sonra RTÜK tarafından bir kez daha aday gösterilen Yener, ikinci görev süresi bitmeden 24 Mart 2003 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldı.
Benim gördüğüm kadarıyla yasanın amacı, kadrolaşmaya yönelik kurumda rehabilitasyon yapmak. Bir tanesi de Kürtçe, Arapça yayına imkan sağlamak. AKP hükümetinin ilk geldiği dönemde, 2003'ün başında ben genel müdürken, Hükümet'in böyle bir talebi oldu, biz bunu yönetim kurulu kararıyla reddettik. Ondan sonra yeni genel müdür zamanında bizim reddettiğimiz şey aynen geçti. Şimdi niye yasa çıkarıyorlar bilmiyorum. Çünkü TRT, göstermelik de olsa, kerhen de olsa, inanmasalar da Kürtçe yayın yapıyorlar. Zaten kimse seyretmiyor; yayın var mı yok mu kimse farkında değil.
ASLINDA ARAPÇA YAYIN iSTiYORLAR
Yeni yasa ile getirecekleri Kürtçe kanal da zaten bunun akıbetine uğrayacaktır. Avrupa Birliği istiyor diye yapıyorlar. Bana göre Hükümet esasında Arapça yayın istiyor. Çoğunlukla Arap kültürü ile yetiştikleri için, toplumda da Arap kültürünün benimsenmesi için Arapça'nın yanına Kürtçe yayını da "AB istiyor' diyerek ilave ettiler. Esas amaç bana göre TRT'nin Arapça bir yayın yapmasıdır. Kürtçeyi de Arapçanın yanında garnitür olarak düşünüyorlar galiba. Bugüne kadar gündeme gelmedi ama Kürtçe yayını kendi kitlesi de izlemiyor. Hükümetin amacı burada gerçekten Kürt kökenli vatandaşlara Kürt kültürüne bir hizmetse, bıraksınlar o zaman özel televizyonlar gibi Kürtçe yayın yapan bir televizyon kurulsun. RTÜK'ün denetiminde yayın yapsın. ideal çözüm bu. TRT'de bu yayını yapamazlar zaten. 6 aydan önce yapamazlar. Öyle bir altyapısı da, birikimi de yok TRT'nin.