Fenerbahçenin kalesi sarı lacivert dışında renklerin hoş görülmediği,istanbul anadolu yakasının en elit ve hoş havalı caddesi.
antu.com dan alıntı bir yazıyla şöylede ifade edilebilir:
CADDE "KURTARILMIS BOLGE",ORASI BIZE BUYUKLERIMIZIN MIRASI,ORAYI EZIKLERDEN TEMIZLEMEK BOYNUMUZUN BORCU!! -------------------------------------------------------------------Assagidaki yazi antudan bir FENERBAHCEli buyugumuzun 2004 sampiyonluk kutlamalarindan sonra caddenin hakkinda yazdiklari.--------FENERBAHÇE NIN KALESI BAGDAT CADDESI SASKINBAKKAL SEMTI--------
bu kutlamalarla ilgili bir seyler yazmam
gerekiyor ama inanin elim bir türlü gitmiyor. O kadar güzeldi ki
caddenin hali bunlari satirlara dökmek gerçekten zor.
Pazar günü cadde de futbolcularin otobüsünü beklerken etrafa baktim
insanlarin rahatligina coskusuna Saskinbakkal'in bir ANAVATAN gibi
benimsenmisligine. Divan'in karsisinda grup içinde beklerken tam
karsimizda kizli erkekli baska bir grup vardi yaslari bana yakindi.
Zaten bizim gibi dogma büyüme Saskinbakkalli'ysaniz herkes biraz
tanidiktir sizin için. Ya Erenköy Ilkokulunda ya da Göztepe
Ortaokulu'nda veya 50. Yil Tahran Lisesi'nde bir ara beraber
okumuslugunuz vardir. Her neyse iste o karsiki grup arasinda bir
arkadasimi gördüm. Liseden sinif arkadasim. O da ben de tabi çok
degismisiz. O da benim kadar olmasa bile saçlari dökmüs biraz da göbegi
sisirmis. Karsidan karsiya bagrisarak selamlastik.
Bu selamlasma beni yillar evvelsine götürdü. O zamanlar cadde bu kadar
bizim degildi. Cadde için savaslar sürüyordu. Saniyorum 80 lerin
basindaki ilk sampiyonlugumuzda Galatasaraylilar'in grup halinde
divanin karsisina gelip bize biçakla saldirmalari bardagi tasiran son
damla olmustu.
Simdi bu olay iki sekilde size sasirtici geliyordur.
Bir, cadde de Galatasaraylilar olmasi. Iki, biçakli bir kavganin niye bu
kadar önemsendigi.
Birincisinin cevabi zaten yazinin basinda yatiyor. O zamanlar cadde de
yine bir fener üstünlügü vardi. Ama bu caddenin Fenerbahçe üssü oldugu
anlamina gelmiyordu. Ikincisi ise o zamanlar kavgalar tribün jargonunun
dogal bir sonucuydu. Çünkü bu tür kavgalari yapmadan Inönü'nün
kapalisini ele geçiremezdiniz. Iliski böyle olunca da haliyle bu bütün
iliskilere yansirdi. Fakat bir fark vardi. Bu kavgalarda asla biçak
kullanilmazdi. Herkes dürüstçe kavga ederdi. Kovalardiniz veya
kovalanilirdiniz. Iste cadde de Galatasaraylilar'in çektigi biçak o
yüzden, o dönemde bir öfke seline sebep oldu. O biçak çekildigi andan
itibaren bir daha caddede rahat nefes alamadilar. Daha dogrusu aldirmadik.
O cadde burada anlatmaya gerek olmayan birçok kavga sonunda FENERBAHCEli
oldu. Ve bunu basaran jenerasyon 70 lerin sonundaki Besktaslilar'in
tribündeki agirligini da yoketti. Bu tribün agirligi yine sokaklardaki
kavgalarda hissedilen bir agirlikti. kisacasi O zamanlar tek stat vardi
Inönü stadi buranin kapalisina giden taraftarlarada kapali çocuklari
denirdi. Fener'in kapalisindan veya Galatasaray'in kapalisindan
olurdunuz. Simdiki gibi bir dolu grup yoktu. Birkaç amigo ve açigin
müdavimleri disinda tek grup kapali çocuklari vardi. Daha sonra
Fener'in bu jenerasyonu o kadar büyük fark atti ki diger takimlarin
taraftarina, Adnan Polat gibiler statlardaki düzeni degistirmek zorunda
kaldilar.
Iste ondan sonradir Bu bilet vermiyoruz, yok besyüz kisi gelirsiniz yok
bilet vermeyiz martavallari. Çünkü gerçekten kendi statlarinda tek
tribüne sikismak zorunda kalmaya baslamislardi. Hatta hiç unutmam o
zamanlar Donanma Kupasi maçlari vardi. Ve iki maç ayni gün ayni statta
oynanirdi. Fenerbahçe Galatasaray'la oynarken, Besiktas Trabzon'la
oynardi. Iste bu maçlarda bizim tribün üstünlügümüz yüzünden
Besiktaslilar'la Galatasaraylilar kapalinin yarisinda ortak oturmuslar
ve sokaklarda da güç birligi yapmislardi. Düsünsenize kapalinin
yarisinda Galatasaraylilar ile Besiktaslilar yanyana oturuyorlar arada
polisler diger yarisinda da Fenerliler oturuyordu.
Biz o durumda da üstünlügümüzü hep koruduk. o statlari sokaklari sari
laciverte boyadik. Iste Pazar günü bunlar geçti hep gözümün önünden.
Eski Kristal Büfe'yi, Öztekin Bilardo salonunu tabii bunlarin hep eski
hallerini.
Her ne olursa olsun ogluma birakicagim en güzel seylerden biri diye
düsündüm. Caddenin pazar günkü sari lacivert hali