aslında sanat 1800 lere kadar din ve aristokrasi içindi. hep bu çevrenin yönlendirilmesiyle gelişirdi. mesela rönesans aristokrasi sanatıyken barok daha ağırlıklı olarak kilisenin sanatıdır. mesela gotik de kilisenin sanatıdır. neoklasizm aristokrasinin sanatıdır. böyle böyle gider.
ne zaman romantizm akımı geliyor( ki neoklasizme karşı zafer kazanmıştır) sanatçı artık demokratik parlemeter sistemlerin de etkisiyle serbest kalıyor.
ardından realizm tamamen halka iniyor, empresyonistler ise doğaya çıkıp daha gerçekçi resim yapıyor. bunlar hep özgürler. bundan sonrası işte artık sanat sanat için oluyor.
ancak gene öyle olmuyor, soyut dışavurcumlar bildiğin amerikancıyken, süpermatistler ve Konstrüktivistler bildiğin komünisttir. hatta realistler bile bildiğin halkçı komünistir.
yani sanat öyle sanatçının götünden uydurup yapabileceği bir şey olamaz. sanatçı toplumun gerçeğini bilmeli, onu yansıtmalıdır. aksi halde zaten elenir.
sonuçta kültürel evrim diye bir geçeklik de var.
darwin sağ olsun her yere el atmış.
efendimiz.