özelleştirmeyi vatanı satmak olarak algılamak

entry110 galeri
    44.
  1. ülkenin parsel parsel satıldığının bilincine varanların düşüncesidir. neymiş efendim devlet eliyle bu iş olmazmış. sen amcanın torununun eniştesini alır bilgisini ve tecrübesini sorgulamadan getirirsen o kurumların başına, devlet eliyle elbette olmaz bu işler canım kardeşim. sen 2 diploma sahibi adama manavlık yahut belediye işçiliği yaptırırsan, o devlet o kurumu elbette kâra geçiremez canım yoldaşım. demek ki neymiş? satmak yerine kökten değişikliklere gidilmeliymiş. demek neymiş? ümmetçilikle, toprakçılıkla, siyasi çıkarlarla bu gemi yürümezmiş.he bu ülkede kâr yapan kurumlar satılır orası ayrı. dün tüpraş, seka, petkim ve diğer kurumlar. bugün önce haydarpaşa garı, sonra otoyollar, köprüler ve madenler. yarın belki sen ve ben özelleştiriliriz ne dersin? Ne olsa bu hükümetin ve geçmiş hükümetlerin malı değil miyiz? hükümetler herşeyle uğraşamazmış bu hükümetlerin işimiymiş miş miş? bak bak bak hükümetler liselere, üniversitelere türbanla girmeyi kafasına takıyor ama, bir madenin işleyişini, bir kurumun düzenini kontrol altına alamıyor öyle mi canım arkadaşım? şimdi sadece birini ele alalım değerli yazarlarım. tüpraş rafinerisi ; 27.6 milyon ton kapasiteli bir rafineri. dünya'nın en büyük 5. rafinerisi (ortadoğu ve balkanlarda tek). günümüzde 7.8-8 milyar dolarlık bir yatırımla kurulabilecekken elin oğlu bunu 4 milyar 140 milyon dolara satın alabiliyor (ki buna da şükür bir önce ki ihalede 1,3 milyar dolara satılmış olmasını unutmayalım). tüpraşın yıllık kâr oranı ortalama 500 milyon dolar. 2004 yılında 8.2 milyar dolar vergi ve fon ödemesi yapan rafineri, 16.1 milyar dolar satış hasılatı gerçekleştirdi. 8.2 milyar dolarlık vergi ve fon geliri türkiye'nin bir yılda topladığı vergilerin yüzde yirmisine denk gelmektedir. eğer bu kurum ülkenin sırtında bir yükse helal olsun diyorum canım sırdaşım. tüpraşın 5 yıllık geliriyle 1 tane tüpraş, 4 tane petkim yapar, üstüne üstlük dış borçlarını rahatlatıp 20 milyar dolar kâra geçersin sevgili yazarım. hadi onu yuttuk diyelim. önümüzde bir tekel gerçeği var. onu da yuttuk. ee erdemir ne olacak? hadi o da helal olsun. ya seka? o da laf mı köpeğin olsun. eee şey... ya sek... hiç sormasak? olur canımda ya petkim? uzattın ama... tamam son birşey soracağım. poaş vardı o ne oldu? yalan oldu ciğerim. hani taşınmazları 4 milyar dolar olan fakat 725 trilyon tl. ye satılan poaş dimi bu? evet canım o. hatta laf aramızda kalsın kasasından tam tamına 378.5 milyon dolarını bize bırakmak zorunda kaldılar. yani peşinen ödememiz gereken tutarın 504 milyon doların yarısından fazlası. eee geri kalanı nasıl ödeyeceksiniz? o da laf mı mirim? poaş'ın iki yıllık kârı ile. 1999 yılı kârı 113.7 trilyon ve 2000 yılının kârı ile o işi de hallettik sevgili yandaşım. eee bu vatanı satmak ama? şişşştt sus bakayım komünist misin sen? demek neymiş abicim? benim cebimde 20 ytl varmış. eee bütün kurumlar satılmış. "ülkeyi soyuyorlar, paramızı çalıyorlar, vatanı satıyorlar" diyor hayırsızlar. elimi cebime atıyorum ne göreyim cebimde hâlâ 20 ytl var.o zaman bunun neresi soygun değil mi canım adaşım? kurumlar gitsin ne olur biz cebimizde ki 20 ytl' lere bakalım değil mi yurttaşım? bizi becermek hükümetlerin mi işi sadece? bırak birazda yabancı sermaye yapsın. he mi kaderdaşım? * nihat genç ustanın dediği gibi; "kızın evlilik çağına gelmiş. ee talipleri de var. gidip onu en uygun koca adayına mı verirsin? yoksa götürüp geneleve mi satarsın?" şu an yapılanlar tam olarak ikinci hareketi anımsatıyor bana. ben kâr eden kurumun satılmasına karşıyım. zarar eden kurumun da düzeltilmesinden yanayım. beceremiyorsan istifa etmesini bileceksin değil mi sevgili sat-daşım ?
    13 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük